Özel Sağlık Sektöründe Yaşanan Meslek Etiği Sorunları Toplantısı Yapıldı


  • Nisan 08, 2015
  • 6892


İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu tarafından düzenlenen  “Özel Sağlık Sektöründe Yaşan Meslek Etiği Sorunları” konulu toplantı 31 Mart Salı akşamı İstanbul Tabip Odası’nda yapıldı. Moderatorlüğünü İTO Özel Hekimlik Komisyonu adına Dr. Ekrem L. Duman’ın yaptığı toplantının açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez yaptı.

Genç ve yaşlı hekimler arasındaki anlayış farkı konusuna değinen Erez, günümüzde hasta hekim arasındaki ilişkinin çok değiştiğinin, daha demokratik, daha açıklayıcı ve paylaşımcı hale dönüştüğünün altını çizdi. Genç hekimlerin bunu anladıklarını ama yaşlı hekimler arasında ise bunu anlamama, karşı çıkma, tepki gösterme, hatta bu nedenle tabip odasına sırtını dönme tavrında olan meslektaşlarımızın olduğunu; bu düşüncede olan meslektaşlarımıza, artık hastalarımızla eş düzeyde olduğumuz mesajını vermemiz gerektiğini belirtti.


İ.Ü. Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. İmdat Elmas,  Mesleki Etiğin tanımı, tarihçesi, bu konudaki beklentiler, 2010 - 2012 İTO Tıbbi Etik Kurulu deneyimlerini içeren ve ana başlıklarını aşağıda paylaştığımız sunumunu gerçekleştirdi.

1926 Uluslararası Tabipler Birliği çalışmaları ile başlayan tıbbi etik uygulamalarının, 2. Dünya savaşı nedeniyle kesintiye uğraması sonrasında 1945 yılında Dünya Tabipler Birliği (DTB) öncülüğünde yeniden uygulamaya geçtiği, o yıllarda daha çok savaş suçu sayılan etik ihlaller üzerinde durulduğu belirtildi. Örnek olarak Nürnberg’de 26 savaş suçlusunun 20 tanesinin doktor olması verildi.

DTB’nin 1948 tarihli Cenevre Bildirgesi ve Mesleki Bağlılık Yemini metninin ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin etik yaklaşımları önemli ölçüde içeren ilk çalışmalar olduğu belirtildi. Genel etik kuralların: “Hekim için hastasının sağlığının ön planda olması, hekimin tıbbi uygulamada vicdanı ile hareket etmesi, insan onurunu ve haklarını gözetmesi, ayrımcılık yapmaması, meslek sırrını koruması” olduğu vurgulandı.

DTB tıp etiği kuralları ve en son 2000 yılında yeniden yayınlanan Helsinki bildirgesinin ise “Hastalarla saygılı eşit ve yeterli iletişim kurulması, girişimlerde aydınlatılmış onam şartı, gizlilik kuralına uyulması, ihbar zorunluluğuna ilişkin etik davranılması ve bu kuralların hayatın başlangıcından ve sonuna kadar aynı tutum içinde olunması” başlıklarını içerdiği anlatıldı.

Tıbbi etik değerlerin “Hukuki düzenlemeler ve Toplumsal değerler” ile içi içe olması gerektiği ama bu noktada etiğin en evrensel değer olduğu belirtildi. Ayrıca, ötenazi hakkı, hekimlerin karşı çıkma yükümlülüğü, üreme teknikleri, genetik bilimindeki gelişmeler, organ nakilleri gibi sağlık alanına son 10 yıllarda giren yenilikler nedeni ile tıbbi etik kurallarının belli aralarla güncellenmesi gerektiği belirtildi. TTB’nin 2008 ve 2009 yıllarında yayınladığı “Tıbbi Etik Bildirgeleri” ve İstanbul Tabip Odası’nın yayınladığı “Tıbbi Etik Yönergesi” ve görüş başlıkları ile ilgili bilgiler aktarıldı.

Özel sektör alanında, özellikle büyük sermayelerin söz konusu olduğu ve kar amacı temelinde yapılandırılmış olan şirketlerde, bunun hem hekim hasta ilişkisini zora soktuğu, hem de yaşanan etik sorunların boyutlarının artmasına zemin oluşturduğu belirtildi.

Son olarak, yönetime hitaben, TTB’nin hekimlik alanında sürdürdüğü faaliyet alanını daha da arttırarak, mesleki etik konusunda toplumsal etkinliğini ve saygı düzeyini yükseltmesinin yararlı olacağı mesajını dile getirdi. Bu nedenle İTO Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç yanıt hakkını kullanmak adına söz aldı ve “kişisel sağlığın sağlanabilmesinin ön şartının toplumsal sağlığın sağlanması olduğu ve bu nedenle meslek odamızın siyasal duruşunun, hastalarımızın sağlıklı olma hakkı ile ayrı düşünülmemesi gerektiği” konusunda kısa bir açıklamada bulundu.


İTO Hekimlik Uygulamaları Bürosu koordinatörü Av. Dr. Celalettin Cengiz, son iki yıl içinde ilgili büromuza ulaşan 1010 doktor hakkındaki başvurudan, incelemeye uygun gördükleri 858 dosyanın konuları içinden öne çıkan başlıkları ve bunların tıbbi etik kuralları ile çakıştığı noktalar hakkında görüşlerini paylaştı.

Tıbbi uygulamaların yasallığı ve meşruiyeti, aydınlatılmış onam, yararlı olabilmek için ehil olmak yanında, çağdaş davranış biçiminin önemi konularında slayt sunumlarında bulundu.

Tıbbi uygulamaları etik açıdan değerlendirirken, daima her iki taraf için de iyi olandan yana taraf olunması gerektiği ama sağlık alanında neyin iyi neyin kötü olduğu değişken olabileceği için, verilen kararlarda nasıl bir davranış bütünlüğü gerektiği anlatıldı.

Her şeyin paraya endekslendiği bir dönemde, özellikle özel sektörde, gerek hekim-hekim ilişkisinde, gerekse hekim-hasta ilişkisinde “Yarar sağlarken zarar vermeme, adaletli davranma, hekimin özerkliğine saygı duyulması, ihlal ve suistimallerin önüne geçilmesi” gibi şartların yerine getirilmesinin önemi vurgulandı.

Özel sağlık alanında hekimin hekimi olumsuzlaştırması, endikasyon dışı tıbbi müdahaleler, erken
ya da geç taburculuk, istek üzerine reçete yazmak, ihbar yükümlülüğünün ihlali, hekimler arası ticari ilişki kurmak gibi konularda özel sektörde yaşanan etik sıkıntıların, İTO Hekimlik Uygulamaları Bürosu’na ulaşan konular olduğu belirtildi ve büro uygulamaları hakkındaki bilgiler katılımcılara aktarıldı.




TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. M. Şükrü Güner, önce kurulun görev tanımı, yetkileri ve çalışma şekli ile ilgili bilgileri paylaştı. Devamında kurula gelen tıbbi etik dosyalarından birkaç çarpıcı örnek vererek konunun (gerek özel sağlık, gerekse kamu alanında) ulaştığı vahim boyutun altını çizdi.

Tıp etiği konusunda yaşanan sorunların, hekim - hekim (+sağlık personeli), hekim - hasta (+hasta yakını) ve hekim - toplum arasındaki ilişkilerin karşı karşıya gelmesi sonucu ortaya çıktığını belirten Güner; kurulun bir dosya hakkında inceleme yapabilmesi için mevzuatta belirtilen şartlar konusunda katılımcıları bilgilendirdi (oda onur kurullarının sevki, bildirim, re’sen veya merkez konseyin istemi üzerine).

TTB Yüksek Onur Kurulu tarafından yürütülen iş ve işlemler (uyarı cezası, para cezası, meslekten süreli men) hakkında açıklamalarda bulundu.

Özel sağlık alanındaki etik ihlalleri tartışırken muayenehane hekimleri ile, (kendisinin sahibi olmadığı) özel hastane, tıp merkezi, poliklinik, dal merkezinde ücretli çalışan hekimlerin koşullarının ayrı değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Özel hastanelerde örtülü bir performans baskısı olduğu, gereksiz tetkik, görüntüleme, endikasyonsuz tıbbi girişim ve ameliyat baskılarının olduğuna dair örnekler paylaşıldı.


Toplantının soru cevap ve öneriler bölümünde şu konu başlıkları tartışıldı:

Özel sağlık sektöründe reklamın sınırı nedir, bu sınırları TTB’mi  yoksa Ticaret Bakanlığı Rekabet Kurulu’mu belirlemelidir, kimlere serbest kimlere yasaktır, bu reklam etiği konusu, pratikte TTB Tabela Yönetmeliği’ni aşmış durumdadır, özellikle sanal ortamlarda müdahale edilmesi gereken yığınla etik dışı reklam sayfası, siteler ve reklam videoları servis edilmektedir, özellikle hekimlerim para vererek farklı sanal ortamlarda ve tv kanallarında reklam amaçlı programlara katılması, google gibi arama motorlarında ücret karşılığı ‘en iyi hekim’ ve benzeri sıfatlarla adını üst sıralara çıkaran hekimlerin bu davranışları etik midir, ticari bir ürünün reklamında basılı görsel veya sanal medyada bir hekimin yer alması ne kadar etiktir, onur kurulu mevzuatında mesleki etik suç kapsamında mıdır, nasıl müdahale edilebilir, müdahale yetkisi kimdedir, TTB’nin bu konudaki yetkileri nereye kadardır, çalışmaları yeterli midir, yeterli değil ise ne yapılmalıdır, TTB ve İTO’sı özel sektör hekimlerinin sorunlarına yeteri kadar sahip çıkıyor mu?..


Özel Hekimlik Komisyonu Yürütmesi olarak öncelikle katkı veren konuşmacı sayın meslektaşlarımıza, destek veren yönetim ekibimize ve toplantımıza gelen değerli meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Sayın İTO Yönetim Kurulu ekibimize de, tıbbi etik konusunun (özel ya da kamu hekimleri açısından) önemini vurgulamak amacı ile organize ettiğimiz bu toplantının her şeyden önce “yeniden görmeye başlamak” olarak değerlendirilmesi, şu anda aktif olarak oluşturulmadığı anlaşılan ‘İTO Etik Kurulu’ ekibinin ivedilikle oluşturulması, eski yönetim(ler)den beri doğru olmadığını anlatmakta zorlandığımız ‘Özel sektör hekimliği odamız gözünde üvey evlattır’ klişesinin (artık) kırılması için acil projeler üretilmesi konusunda komisyonumuza ‘somut’ destek vermesi konularında samimi dileklerimizi de iletmek istedik.


Saygılarımızla.

İstanbul Tabip Odası
Özel Hekimlik Komisyonu


Bu HABERİ Paylaş!