İşyeri Hekimliği Alanında; Açılan Davalar, Yargı Kararları ve Gelinen Noktaya İlişkin Bilgi Notu


  • Temmuz 05, 2010
  • 5523

İŞYERİ HEKİMLİĞİ ALANINDA;
AÇILAN DAVALAR, YARGI KARARLARI VE GELİNEN NOKTAYA İLİŞKİN BİLGİ NOTU


16.12.2003 günlü, 25318 sayılı Resmi Gazete�de yayımlanan İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik ve 25.12.2003 tarihli, 3-222 Ek sayılı �hekim yetkili� konulu SSK Genelgesi�nin yürürlüğe girdiği dönemde Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası Hukuk Büroları olarak, bu düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu, bu düzenlemelere dayanılarak yapılan işyeri hekimliği sözleşmelerinin hak kayıplarına yol açabileceği, meslek örgütünden onay almadan işyeri hekimliği yapan hekimlerin daha sonra mağdur olacağını belirtmiştik. Bu yöndeki uyarı ve hatırlatmaların haklılığı, Yargı kararlarıyla da açığa çıkmıştır.

Neredeyse iki yıla yaklaşan hukuki mücadelede gelinen noktayı özetlersek;

1- Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 02.12.2004 tarihli kararı ile önce İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik�in 4. maddesindeki işyeri hekimi tanımı ile 18., 19. ve 20. maddelerinin yürütmesi durdurulmuş, böylece işyeri hekimi tanımı ve özetle işyeri hekimi sertifika yetkisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yerine getirilmesi hususlarını düzenleyen maddelerin hukuka aykırılığı saptanmıştır.

2- Yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra, Tabip Odaları tarafından düzenlenen eğitim programına katılarak işyeri hekimliği sertifikası alan ve bu gerekçe ile SSK tarafından yetki verilmeyen hekimler adına açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararları alınmış, aynı davada Danıştay 10. Dairesi 25.02.2005 tarihli kararı ile 3-222 Ek sayılı SSK Genelgesi�nin 1. maddesinin "D" fıkrasının 3. fıkrasında yer alan "bu genelgenin yayımı tarihinden önce Türk Tabipleri Birliği tarafından düzenlenmiş olan işyeri hekimliği sertifikaları geçerli olup, bu tarihten itibaren işyeri hekimliği eğitim programı ve sertifikalandırma Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılacaktır" ibaresinin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.

3- Aynı dönem için de Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) adına açılan ve Türk Tabipleri Birliği İşyeri Hekimi Çalışma Onayı Yönetmeliği�nin iptali istenen davada, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından, TTB İşyeri Hekimi Çalışma Onayı Yönetmeliğinin hukuki geçerliliğini koruduğu sonucuna ulaşılmıştır.

4- Gecikmeli bir karar ile olsa da, Danıştay 10. Dairesinin 25.08.2005 tarihli kararı ile 3-222 EK sayılı genelgenin 1/A-a-b ve 1/B maddelerinin yürütmesi durdurulmuştur. Böylece adı geçen genelgenin hekimlerden istenen evrakların düzenlendiği
 

"1-A Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Hekimler;
a) Kamu Kurum ve Kuruluşları ile Kamu İktisadi Teşebbüslerinde çalışan hekimlerin bu işyeri için yetki taleplerinde,
- İşyeri hekimliği sertifikası,
- İşveren ve işyeri hekimi arasında imzalanan sözleşme örneği,
b) Kamu Kurum ve Kuruluşları ile Kamu İktisadi Teşebbüslerinde çalışan ve özel bir işyerinde işyeri hekimi olarak çalışmak isteyen hekimlerin yetki taleplerinde,
- İşyeri hekimliği sertifikası,
- İşveren ve işyeri hekimi arasında imzalanan sözleşme örneği,
ile
1-B Özel bir işyerinde tam gün işyeri hekimi olarak çalışmak isteyen hekimlerin bu işyeri için yetki taleplerinde:
- İşyeri hekimliği sertifikası,
- İşveren ve işyeri hekimi arasında imzalanan sözleşme örneği yeterlidir"


hükümlerinin yürütmesi, "Genelgenin 1/A-a-b ve 1/B maddeleri anılan Yönetmeliğe paralel düzenlemeler getirdiğinden, Genelgenin bu maddelerinde de hukuka uyarlık bulunmamaktadır" gerekçesiyle durdurulmuştur.
5- Bu Mahkeme kararından sonra SSK Başkanlığı tarafından, "Danıştay 10. Dairesi�nin kararının uygulanması amacı ile", 02.01.2006 tarih ve 3-255 Ek sayılı "Hekimlerin İşyeri Sigortalılarına Kurumumuz Adına Reçete Yazma ve İki Güne Kadar İstirahat Vermesi" konulu Genelge çıkarılmıştır. Oysa 1999 yılında iptal kararı verilen ve 2005 yılında ikinci kez yargı kararına konu olarak yürütmesi durdurulan önceki Genelgeler, aynı niteliği taşıyacak biçimde ve sadece sözcükler değiştirilerek yeniden yürürlüğe konulmuştur. SSK Başkanlığı bu düzenlemeleri ile meslek odalarının, işyeri hekimi görevlendirilmesindeki hukuksal yetkisini sınırlandırma, hatta yok sayma işleminde ısrar etmektedir. Danıştay 10. Dairesinin bir üst madde de aktarılan kararı ile 3-222 sayılı Genelgenin (1-A-a-b) ve (1-B) maddelerinin, işyeri hekimliği sertifikasının mutlak surette Çalışma Bakanlığından alınması zorunluluğu ile Tabip Odası onayının aranmamış olması nedeniyle yürütmesi durdurulmuş olmasına karşın, yeni Genelge ile bu kez işyeri hekimi olunduğuna ilişkin hiçbir bilgi/belge ve Tabip Odası onayı aranmaksızın, yetki verilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır. Oysa bir çok yargı kararının yanı sıra, bu yazıda aktarılan Danıştay kararlarında da açıkla belirtildiği üzere, işyeri hekimliği, hekimlik bilgilerinin üzerine ek olarak işyeri hekimliğine özgü bilgileri gerektiren mesleki bir alandır. Hekimlerin işyeri hekimliği yapabilmeleri için işyeri hekimliği sertifikasına sahip olmaları gerekmektedir.
Anlaşılacağı üzere, Danıştay 10. Dairesi�nin kararı gerekçe gösterilerek Ocak ayında çıkarılan yeni Genelge�de yine hukuka aykırı düzenlemeler içermektedir ve bu Genelge�nin iptali talebiyle de dava açılmıştır. Danıştay 10. Dairesi�nin sadece bu yazıda özetlenen kararları incelendiğinde dahi, bu yeni Genelge�nin de hukuka uygun olmadığı ve Mahkeme�nin de bu yönde değerlendirme yapması gerekeceği açıktır. Bu nedenle bu Genelge�ye dayanılarak yapılan işlemler de, bir süre sonra hukuki dayanaktan yoksun kalacak, hekimler bu nedenle de hak kayıplarına uğrayabilecektir.
6- Yargı tarafından son olarak verilen karar Yönetmelik�in iptali için açılan davayı gören Danıştay 10. Dairesinin, 28.2.2006 tarihinde verdiği gerekçeli karardır. 2004/1253 E, 2006/1658 K ve 28.2.2006 günlü bu kararda, daha önce yürütmesi durdurulan 4, 18,19 ve 20. maddelerin yanı sıra 25. ve 26. maddelerin de iptaline karar verilmiştir.
Böylece Yönetmelik�in işyeri hekimi tanımı ve işyeri hekimi sertifikasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı�nca verilmesini düzenleyen maddelerinin yanı sıra, işyeri hekimliği atanmasında meslek odasının yetkisini kaldıran 25. maddesi ile işyeri hekiminin görevine son vermede, işverenin fesih yetkisinin her koşulda varlığı ve geçerliliğini düzenleyen 26. maddesi de iptal edilmiştir.
Danıştay 10. Dairesi, Yönetmelik�in 25. maddesini iptal etme gerekçesi olarak; "6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanununun 4.üncü, 5.inci maddesi ile Ek madde 1�de yer alan hükümlere göre, işyeri hekiminin atanmasında ilgili tabip odasının onayı gerektiği kuşkusuz olup, tabip odasının denetim ve atama yetkisini ortadan kaldıran, Yönetmeliğin 25.maddesinde hukuka uyarlık bulunmadığı" ifade ederken,
Yönetmelik�in 26. maddesinin iptal gerekçesi olaraksa; "işyeri hekiminin görevin özelliği gereği işveren ve işçilere karşı bağımsızlığının korunması gerekmektedir. Nitekim Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)�nun 161 sayılı Sözleşmesinin 10.maddesinde, işçi sağlığı konusunda hizmet veren personelin, işverene, işçilere ve işçi temsilcilerine karşı görevlerini yerine getirmesi sırasında tam bir bağımsızlık içinde olması gerektiği belirtilmiş, yine Uluslararası Çalışma Örgütünün 112 sayılı Tavsiye kararında, işyeri hekiminin işçilere ve işverenlere karşı bağımsızlık içinde olmasının, ulusal mevzuatta işyeri hekiminin işe alınması ve işten çıkarılmasının özel bir statüye kavuşturulmasına bağlı olduğu vurgulanmış durumdadır. Yönetmeliğin 26.maddesinde ise, haksız işten çıkarmaları önleyici, mesleki bağımsızlığı sağlayıcı düzenlemeye yer verilmediği açıktır.
Diğer yandan 6023 sayılı Kanunun 5.maddesinin son fıkrası uyarınca işyeri hekiminin görevine son verilmesi halinde ilgili tabip odasına bildirim yapılması gerektiği halde, Yönetmeliğin 26.maddesinde ilgili tabip odasına bildirimde bulunulması öngörülmemiştir.
Yukarıda aktarılan sebeplerle Yönetmeliğin 26�ıncı maddesinde de hukuka uyarlık bulunmadığını" belirtmiştir.

Bilindiği gibi önceki Yönetmelik�te ortak sağlık birimleri, "50�den az işçi çalıştıran işyerleri için" getirilmişti. Dava konusu Yönetmelik�in ortak sağlık birimini düzenleyen 4. ve 17. maddelerinde bu ölçüte yer verilmediğinden, 50 ve daha yukarı işçi çalıştıran işyerlerinde de ortak sağlık birimi kurulması yoluna giderek, işyeri hekimi çalıştırılmasının fiilen ortadan kaldırılması söz konusu olabilecekti. Bu nedenle davada bu maddelerin iptali de istenmiştir. Danıştay 10. Dairesi aynı kararında, "İş Kanunun 81. maddesi uyarınca 50 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran bütün işyerlerinde bir sağlık birimi kurulması ve işyeri hekimi istihdam edilmesi zorunluluğuna Yönetmeliğin 5. maddesinde açıkça yer verilmiş olduğu, işyeri ortak sağlık birimi kurulmasının 5. maddede öngörülen işyeri sağlık birimi kurulması zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı, 5. maddedeki yükümlülük dışında, ayrıca isteğe bağlı olarak sağlık birimi kurulmasını düzenlediği anlaşıldığından" gerekçesiyle, bu maddeleri hukuka aykırı bulmamıştır. Ancak Mahkemenin gerekçesinden de anlaşıldığı gibi, Yönetmelik�in bu maddeleri gereğince, 50 ve daha yukarı işçi çalıştıran bütün işyerleri, ayrıca işyerlerinde bir sağlık birimi kuracak ve işyeri hekimi çalıştıracaktır. 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri, dilerlerse sağlık biriminin yanı sıra, ortak sağlık birimi kurabilir. Ancak işyerinin ortak sağlık birimi üyesi olması, sağlık birimi oluşturma ve işyeri hekimi çalıştırma yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır.

Sonuç olarak; yargı kararları ile

a) İşyeri hekimlerinin, tıpkı daha önceki dönemde olduğu gibi ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası'nın 5. maddesine uygun olarak, meslek örgütünden çalışma onayı alması gerektiği, yargı kararlarıyla bir kez daha vurgulanmıştır. Bu nedenle işyeri hekimlerinin SSK�ya başvurarak 2 güne kadar istirahat ve mahallinde ilaç yazma yetkisi almadan önce, meslek örgütüne başvurarak çalışma onayı alması gerekmektedir.

Yürütmeyi durdurma ve iptal kararları, geriye yürüyerek, işlemi yapıldığı andan itibaren ortadan kaldırdığından, Danıştay 10. Dairesi�nin bu kararı sadece bundan sonra işyeri hekimliğine başlayacak hekimleri değil, bu ara dönem içinde meslek örgütünden onay almaksızın işyeri hekimliği yapmaya başlayan bütün hekimleri de doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, halen meslek örgütünden çalışma onayı almamış olan hekimlerin derhal meslek örgütüne başvurarak, çalışma onayı alması gerekmektedir. Aksi halde hem SSK tarafından verilen yetkinin iptali, hem de meslek örgütü tarafından ilgili hekim hakkında işlem yapılması söz konusu olabilecektir.

b) İşyeri hekimlerinin sertifika eğitiminde Çalışma Bakanlığının yetkisi bulunmadığı, örgütsel ve bilimsel donanımının da bulunmadığı, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu�nda sertifika eğitimi konusunda TTB�ye tartışmaya yer bırakmayacak açıklıkta yetki verilmediği belirtilerek, üniversitelerin yetkisine işaret edilmiştir. Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği, yürütmeyi durdurma kararı ışığında ve kesintisiz eğitimin gerekliğini de göz önüne alarak bütün üniversitelerin davet edildiği toplantılar sonucunda üniversiteler ile birlikte işyeri hekimliği sertifika eğitimini başlatmıştır. Üniversiteler ve TTB�nin birlikte oluşturduğu/düzenlediği bu sertifika programı çerçevesinde, Yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra sertifika alan ve bu nedenle SSK tarafından yetki verilmeyen hekimler için bir günlük tamamlama kursu ve henüz sertifikası olmayan hekimlere yönelik olarak da A kursu düzenlenmiştir.

c) Bu noktada belirtmek gerekir ki ne Yönetmelik�de, ne de SSK Genelge�lerinde, işyeri hekimliği ücretlerine ve TTB�nin asgari tarifesine uyulmaması gerektiğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı halde, işverenler tarafından aksi yönde sonuçlara/yorumlara ulaşılmıştır.

6023 sayılı TTB Kanunu�nun 28. maddesi ve işyeri hekimliği sözleşmesinin 3. maddesi gereğince, TTB asgari tarifesine uygun ücret belirlenmesi/ödenmesi zorunludur. Bir başka ifadeyle, işverenlerin bu yükümlülüğü aynı zamanda, aktedilen işyeri hekimliği sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de, meslek odası tarafından önerilen işyeri hekimliği sözleşmesinin kullanılması ve adı geçen sözleşmenin her yıl yenilenerek meslek odasına sunulması, sadece ilgili mevzuata uygunluk açısından değil, hekimlerin ücret ve diğer haklarının korunması yönünden de önemli bir güvencedir.

İstanbul Tabip Odası
Hukuk Bürosu

Bu HABERİ Paylaş!