Koronavirüsü Beklerken


  • Şubat 27, 2020
  • 5697

Geçtiğimiz yıl sonunda Çin’de ortaya çıkan ve komşu ülkeler başta olmak üzere hızla yayılan Koronavirüs (Covid-19) salgını toplumda büyük bir endişeye yol açmış durumda.

Koronavirüsle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek, alınması gereken önlemlerle ilgili önerileri paylaşmak için İstanbul Tabip Odası (İTO) ile Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) ortak bir basın toplantısı düzenledi.

27 Şubat 2020, Perşembe günü 10.30’da İTO Cağaloğlu binasında düzenlenen basın toplantısına, İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, KLİMİK Genel Sekreteri Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ve İTO Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk katıldı.

Dr. Osman Öztürk “Mevcut durum, neler yapılması gerekiyor konularında görüşlerimizi paylaşmak, sizlerin sorularını cevaplamak üzere buradayız. Bizler konuya bilimsel olarak yaklaşmak, toplumu aydınlatmaktır bizim görevimiz. Konunun uzmanı olan, her zaman birlikte çalıştığımız Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği’yle birlikte yapıyoruz açıklamamızı” sözleriyle toplantıyı açtı.

İlk konuşmayı yapan Dr. Pınar Saip şunları söyledi: “İstanbul Tabip Odası olarak hem halk sağlığına hem de sağlık çalışanlarının güvenliğine ilişkin sorumluluklarımız gereği, halkımızı bu konuda bilgilendirmek istiyoruz. Koronavirüs salgını sınırımıza dek gelmiş durumda. Sonuçta koronavirüsle ülkemiz de karşılaşacak. Mühim olan bizim hazırlıklı olmamız, paniğe kapılmadan gerekli tedbirleri almamız.

Şimdiye kadarki gözlemlere göre COVİD-19, hastalananların % 85’inde hafif, % 15’inde ağır seyrediyor; ağır seyredenlerin de % 5-7 kadarı yoğun bakım ihtiyacı gerektiriyor ve % 2-3’lük, bir ölüm oranı görünüyor. Koronavirüsle ilgili bilgilerimiz henüz çok netleşmediğinden, bundan sonra nasıl seyredeceği konusunda kesin verilerimiz olmadığından net rakamlarla konuşmak çok da doğru değil. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu oluşturmuş durumda. Çok değerli bilim insanları var Kurulda. Ama bağımsız gözlemcilerin, halkın güven duyduğu, objektif yapıya sahip kurumların, özellikle Türk Tabipleri Birliği’nin sürece dahil edilmesi gerekiyor. Gerek basından, gerek halkımızdan, gerek hekimlerden pek çok soru geliyor. Bizim bu sorulara sağlıklı cevap üretebilmemiz için sürecin içine katılmamız gerekiyor. 

Bunun dışında bizler neler yapıyoruz? Belediyelerle işbirliği içinde halkı bilgilendirme toplantılarına katkı vereceğiz. Ayrıca kendi meslektaşlarımızı bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Birinci ve ikinci basamaktaki hekimlerin bu konuda nasıl tedbirler alacağı, süreci nasıl yönetmesi gerektiği konusunda bilgi veriyoruz. 

Ülkemizde koronavirüs görüldüğü takdirde, en etkili, ilk elden hizmetin verileceği yerler birinci basamak sağlık kurumları olacak. Bu yüzden birinci basamağın güçlendirilmesi, bölge tabanlı sisteme geçilmesi gerekiyor. Mevcut sağlık sistemimizde sevk sisteminin olmayışı, acil servislere aşırı ve çoğu zaman gereksiz yığılmanın oluşu, birinci basamağın çok güçlü şekilde hizmet veremiyor olması bir sorun. Şu an ülkemizde günde 3 milyon poliklinik yapılmaktadır. Bir yılda 110 milyon acil başvurusu olmuştur. Hastanelerdeki bu aşırı yığılmalar sağlık çalışanlarının acil vakalara, yerinde müdahalesini zorlaştıracaktır.

Bunun dışında Sağlık Bakanlığı ve yetkilileri şeffaf olmaya çağırıyoruz. Zamanında, yeterli bilgilendirme ve koordinasyonla atlatılabilecek bir süreç olacak. Ama bilgiyi saklamaya dönük durumlar virüsün daha da yayılmasına yol açabilir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda gerekli duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz.

Konunun bir önemli yanı da sağlık çalışanlarının risk altında oluşudur. Sağlık çalışanları ve hastalar-hasta yakınları aynı taraftadır. Bu süreçte bütün riskleri alarak hizmet verecek olan sağlık çalışanlarına da gerekli desteği halkımızın vereceğine inanıyoruz.”

KLİMİK Genel Sekreteri Dr. Serap Şimşek Yavuz ise hazırlanan ortak basın metnini kamuoyuyla paylaştı. Yapılan açıklamada şunlar dile getirildi:

“…Ülkemizde henüz tanımlanmış bir olgu yoktur. Ancak ülkemiz de diğer tüm ülkeler gibi COVID-2019 salgını riskiyle karşı karşıyadır. Salgının başlangıcından itibaren şüpheli olguların girişlerinin sınırlandırılması, şüpheli olguların erkenden saptanması ve izolasyonu, hastalığın tanısının hızla konularak hastanın izolasyonu ve temaslıların takibi, olası salgın senaryolarına göre alt yapı değerlendirmeleri, ek hastane seçenekleri, malzeme ve ekipman gereksinimleri belirlenerek, olası çözümler oluşturulması gibi çalışmalar Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Bu salgının ilerleyen günlerde ne şekilde seyredebileceğine dair elimizde belli veriler olmasına karşın, gerçek durumun nasıl olacağını tamamen öngörmek söz konusu değildir ve alınacak ek önlemler, çok yakından durum değerlendirmesi yapılarak gereğinde güncellenmelidir. Bu amaçla, tanı testlerinin miktarının artırılması ve bu testlerin ülke genelinde çok sayıda laboratuvarda yapılabilir olması gelecek kurgusu açısından önemlidir. Sağlık çalışanlarının hasta insanlara bakarken kullanacağı kişisel koruyucu malzemelerin, son zamanlarda fırsatçı bazı kişi ve kurumların bu ürünlerin fiyatlarında yaptığı fahiş artışlar ve bazı sağlık kuruluşlarının malzeme alma kapasitelerindeki yetersizlikler de dikkate alındığında, merkezi otorite tarafından tüm sağlık kuruluşlarına yeterli miktarda dağıtılması da önemli bir diğer konudur. 

Hastalıktan korunmak için henüz bir aşı söz konusu değildir. Çinli yetkililer, geçtiğimiz hafta içinde laboratuvar çalışmalarını tamamladıkları bir aşının klinik çalışmalarına Nisan ayı itibariyle başlayacağını bildirmiş olmakla birlikte, bu klinik çalışmaların yapılma süresi nedeniyle 1 yıldan önce insanlara uygulanabilir hale gelecek bir aşının geliştirilmesi beklenmemektedir. Bu nedenle korunmada şimdilik en etkili yöntem virusla (hasta kişilerle) temas etmekten kaçınmaktır. 

Kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması; zorunlu olmadıkça hastanelere gidilmemesi; ellerin sık sık (özellikle toplu taşıma kullandıktan, kalabalık yerlerde bulunduktan sonra olmak üzere) su veya sabunla yıkanması veya görünür kirlenme yoksa %60-80 alkol içeren solüsyonlarla 30 saniye ovuşturulması; ellerle ağıza, buruna, gözlere dokunulmaması; hapşırık, öksürük vb. belirtileri olan kişilere 1 metreden fazla yaklaşılmaması; ateş, hapşırık ve öksürüğü olan kişilerin evde kalması ve mümkün olduğunca diğer insanlarla temasını kısıtlaması; hapşırık ve öksürük görgü kurallarına uyulması (ellere asla hapşırılmaması, mümkünse bir kağıt mendile hapşırıp, mendili attıktan sonra ellerin yıkanması veya alkollü solüsyonla ovuşturulması veya mendile ulaşılamıyorsa el yerine kola hapşırılması); hastalık belirti ve bulguları olan kişilerin özellikle başka kişilerin bulunduğu ortamlara girecekleri zaman tıbbi maske takması, aynı şekilde hastalık belirtileri olan kişilere evde bakan kişilerin de bu tür maske takmaları ve maskeler kirlendikçe bağlantı yerlerinden tutup açarak atmaları ve sık sık el yıkamaları veya alkollü solüsyonlarla el ovuşturmaları; ateş, öksürük, nefes darlığı semptomları olan kişilerin bir tıbbi maske taktıktan sonra bir sağlık kuruluşuna başvurması gibi önlemlere uyulması önemlidir. (Toplumda tüm bireylerin maske takmasının, SARS-CoV-2’nin kişiler arasında bulaşmasını azaltacağına dair bilimsel bir kanıt yoktur).

COVID-2019’un görüldüğü ülkelerde bu hastalık açısından risk altında olan bir grup da sağlık çalışanlarıdır. Şu ana kadar dünyada yaklaşık 2.000 sağlık çalışanına COVID-2019 bulaşmış olup, 6 sağlık çalışanı bu hastalıktan hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle, bu tür hastalara bakım verecek sağlık kuruluşlarında gerek sağlık çalışanlarına, gerekse hastanede yatan diğer hastalara bulaşmanın engellenmesi için uygun infeksiyon kontrol önlemleri alınmalıdır. Acil birimlerinde, uygun belirtileri olan hastalardan COVID-2019 olma olasılığı bulunanların erkenden tanınması özellikle önemlidir, bu nedenle uygun belirtileri olan hastalarda hastalığın olduğu yerlere seyahat öyküsü hızla sorgulanmalıdır. Bu tür bir öykü veren hastalara hemen bir tıbbi maske takılarak, hasta tek, iyi havalandırılan, kapısı kapatılabilen bir odaya alınmalı; muayene ve diğer işlemlere burada devam edilmelidir. Hasta odasına girecek sağlık çalışanları standard, damlacık, temas ve özellikli bazı işlemleri yaparken hava yolu izolasyon önlemlerine uymalıdır. Bu önlemlerin neler olduğuna, Sağlık Bakanlığı Koronavirus Rehberi’nden ulaşılabilir. Bu tür hastaların en kısa sürede Toplum Sağlığı Merkezlerine bildiriminin yapılması, temaslıların hızla saptanarak izole edilmesi ve hastalığın yayılımının bu yolla engellenmesi açısından kritik öneme sahiptir. 

Diğer bütün salgın durumlarının kontrolünde olduğu gibi muhtemel bir COVID-2019 salgınını en az zararla atlatabilmek için en önemli mesele tüm toplumun paniğe kapılmadan, aklın ve bilimin yolunda gerekli tedbirleri alarak, bilim dışı önerilere ve kişilere prim vermemesi, çevresindeki diğer kişileri de düşünecek şekilde sorumlu davranması ve yardımlaşmasıdır. 

İstanbul Tabip Odası ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği olarak toplum sağlığına yönelik her türlü sorumluluğumuzu yerine getirmeye ve konuyu yakından takip ederek bilgilerimizi kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.”

Basın metni için tıklayınız.


Bu HABERİ Paylaş!