Page 3 - Hekim Sözü Sayı:5
P. 3

Fay hatlarını beklerken







                      İstanbul Eylül ayının sonlarında merkez üssü Silivri açıkları olan 4.7 ve 5.8 şiddetlerinde iki dep-
                      remle sarsıldı. İlki hafif atlatıldıysa da ikincisi bir hayli paniğe yol açtı. İnsanlar korku içinde evle-
                      rinden dışarı kaçıştı, telaşla okuldaki çocuklarına ulaşmanın peşine düştü, trafik anında kilitlendi,
                      cep telefonları çöktü.
                      Bir kez daha gördük ki; 1999 depreminden bu yana geçen 20 yılda toplanan bütün deprem vergileri
                      heba edilmiş, yapılan bütün tartışmalar, verilen bütün sözler, vaatler hep boşmuş. Bırakın depreme
                      hazırlık için önlem almayı 25 yıldır İstanbul’u yöneten rantçı zihniyet deprem toplanma alanlarımızı
                      bile AVM’lere kurban etmiş!
                      Hastanelerimizin durumu da hiç farklı değildi. Çekmecelerde bekletilen Hastane Afet Planlarının
                      pratik hiçbir değeri olmadığı, sağlık çalışanlarının acil durum prosedürleri konusunda bilgilendiril-
                      mediği, eğitilmediği, sürecin düzgün yürütülemediği açığa çıktı. Gene her şey çalışanların tecrübesi-
                      ne, özverisine kaldı.
                      İstanbul’daki depremlerin tesellisi gene de can kaybı olmadan atlatılması oldu. Ancak bilim insanla-
                      rının söyledikleri uykularımızı kaçıracak kadar açık.
                      Her iki deprem de Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi’nin içinden orta segmentinde meydana
                      geldi ve artçılar da ana segmente yaklaşıyor.  Enerji birikiyor ve dışarı çıkacak. Bir sona doğru yak-
                      laşıyoruz. Zamanı tam tahmin edilemese de İstanbul’da en az 7 büyüklüğünde bir depremin olması
                      kaçınılmaz görünüyor.
                      Şimdi hepimiz kırılacak fay hattının altında kalmamanın telaşındayız.
                      ***

                      “Fay hattı” sadece jeolojide değil, siyasette de kullanılan bir terim.
                      İktidar partisinin on yedi yıldır yürüttüğü baskıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı politikalar toplumda
                      ciddi bir fay hattının oluşmasına yol açtı. Başlarda bu fay hattından yararlanan siyasal İslamcılar
                      olsa da denge giderek tersine dönmeye başladı.
                      Tıpkı coğrafyada olduğu gibi siyasette de en ciddi fay hattı İstanbul’da. İktidar partisinin 31 Mart
                      seçimlerini “Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oldu(!)” diyerek iptal ettirmenin maliyeti ağır
                      oldu, 23 Haziran’daki sonuç kendi cephelerinde büyük bir deprem yarattı.
                      Bu ağır sarsıntıya cevapları ise aralarında meslektaşımız Dr. Selçuk Mızraklı’nın da bulunduğu seçil-
                      miş Büyükşehir Başkanlarını görevden almak oldu.
                      Yüzde 25 oyla İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı seçilip mahkeme kararıyla hapse mahkum
                      edildiği için görevden alınanların, yüzde 53 oyla seçilen Van, yüzde 54 oyla seçilen Mardin ve
                      yüzde 63 oyla seçilen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlarını hiçbir mahkeme kararı olmadan
                      görevlerinden almaları toplum vicdanında kabul görmedi.
                      Akıllarınca, böyle bir hamle yaparak muhalefet cephesinde bir fay kırığı yaratmaya çalıştılar ama
                      tutmadı.
                      ***

                      Biliyoruz; fay hatları öldürmez, hazırlıksızlık, tedbirsizlik, örgütsüzlük öldürür.
                      Öyleyse el ele verelim, kırılan fay hatlarının altında kalmamak için örgütlenelim.
                      Henüz vakit varken!


                                                                                     EYLÜL-EKİM 2019  hekim sözü  1
   1   2   3   4   5   6   7   8