Page 89 - İnsan Olarak Hekim Karar Verme ve Akıl Yürütme Yolları
P. 89
Çalışmalar çoğunlukla bu soruya olumlu yanıt veriyor. Hekim-
lerin yaptığı bilişsel hataların, muhtemelen farkındalık ve eğitimle
önemli ölçüde düzeltilebilir, denetlenebilir olduğunu söylüyor.
Croskerry’e göre bu “zor ama imkânsız olmayan” bir süreçtir. Bi-
lişsel eğilimlerin yol açtığı hataları önleyebilecek yöntemler vardır.
(there are, indeed, cognitive pills for cognitive ills) (Croskerry et al,
2013b)
Tanısal hataları önlemenin en önemli koşullarından birisi, zihin-
sel tasarımımız gereği hata yapabilir olduğumuzu kabul etmektir.
Murphy yasalarına göre “doğa hata ve eksikten yanadır”.
Bu gerçek hekimlerin sürekli hata yaptıkları anlamına mı gelir?
Hayır. Tam tersine hekimler genellikle doğru ve yerinde kararlar ve-
rirler. Ancak tıpkı hava yolu ulaşımında olduğu gibi, hataların bedel-
leri diğer mesleklerden daha ağır olduğu için en aza indirilmeleri
gerekir.
Hatalarımızı azaltmanın ilk koşulu, hata yapabilir olduğumuza
dair farkındalık/iç görü kazanmak (awareness/insight) ve düşünme
süreçlerimizi anlamaya çalışmaktır (metacognition/reflection) Çün-
kü farkında olmadığımız, anlamadığımız bir süreci değiştirme şansı-
mız yoktur.
İkinci koşul, “bilişsel ve duyuşsal eğilimlerden kaynaklanan yanlı-
lıkların” tanınmasıdır. Çünkü önceki bölümde anlatıldığı gibi bunlar
zihinsel tasarımımızın ayrılmaz parçalarıdır ve klinikte karar verme-
mizi, tanı koymamızı sağlayan çok önemli etkenlerdir.
Bilişsel ve duygusal eğilimlerimizden kaynaklanan bu eğilimler/
yanlılıklar ile tanışmanın klinik öncesi dönemde olmasının daha
yararlı olduğu vurgulanmaktadır. Çünkü öğrencilik ve ilk uzman-
lık öğrenimi yıllarında hekim ve uzman adaylarının zihninde henüz
hastalık örüntüleri yerleşmemiştir. Bu yüzden kısa yollardan çok
akıl yürütme (Sistem-2) yolunu kullanarak karar verirler. İlerleyen
dönemlerde tekrarlama ve bilgilenmeyle hastalık tablolarına ait şab-
lonlar yerleşmeye başlar, bilişsel ve davranışsal repertuvarımıza işlenir.
Hataya açık kısa yollar (Sistem-1) giderek daha aktif hale gelir. Uz-
manlık ise 5-10 yılda gelişir.
Bu dönemde tüm bilişsel eğilimlere ve duygusal eğilimlere bir
88