Page 25 - Hekim Sözü Sayı:5
P. 25

DOSYA


                                                                              mak mümkün olmasaydı, zaten çözüm
                                                                              yok demek olurdu. Tabii ki mümkün.
                                                                              Ama sorun tarihsel. Ortaya çıkışından
                                                                              bu yana kapitalizm, dünyaya yayıl-
                                                                              mayı, doğal kaynakları sonuna kadar
                                                                              kullanmayı ve büyümeyi hedefliyor.
                                                                              İlerlemeci, doğanın üzerinde tam bir
                                                                              egemenlik kurmak, doğayı dizginle-
                                                                              mek, bütün engelleri teknoloji yoluyla
                                                                              aşmak sanayi devriminden sonra geri
                                                                              döndürülemez bir anlayış haline geldi.
                                                                              Bu anlayış şu anda toplumun tamamı-
                                                                              na yayılmış durumda. Ben bu inancın
                                                                              sapkınlık olduğunu düşünüyorum.
                                                                              Fakat sonuçta tarihsel bir sapkınlık
                                                                              olduğu için geri dönüş de yok, yani
                                                                              buradan hep beraber tövbe edip çıka-
                                                                              mayız. Bunun için de bu sistemi yıkıcı
                                                                              olmaktan çıkarmak ve değiştirmek
                                                                              zorundayız.

                                                                              Ama toplumun büyük bir kesimi,
                                                                              muhalif olduğunu söyleyenlerin büyük
                                                                              bölümü de dahil olmak üzere asla geri
                                                                              adım atmayı istemiyor. Yani çözümün
                                                                              zor olmasının nedeni sadece günlük
                                                                              hayatımızı değiştirmek istemememiz,
                                                                              konforumuzdan vazgeçmememiz
                                                                              değil. İnsanın doğanın hâkimi olduğu
                                                                              düşüncesi hepimiz tarafından o kadar
                                                                              içselleştirilmiş durumda ki bunun
                                                                              dışında bir dünya hayal edemiyoruz.
                                                                              Mesela 1970’lerde teknolojinin bir
                                                                              sistem olarak eleştirisi çok yaygındı.
                                                                              Bugün unutuldu gitti. Bugün yapay
                                                                              zekâya, gen teknolojilerine ve robotla-
                                                                              ra umut bağlayanlar sadece kapitalist-
            aynı yöntemlerle kalkınma sıramız   edilmesini öngörüyor. O yüzden de iş   ler değil. Ancak artık insan atmosferin
            geldiğinde bize dur diyorsunuz, bunu   sürdürülebilirlik kavramının şirketlerin   kimyasını, böylece küresel iklimi ve
            kabul etmiyoruz,” dediler. Türkiye’de   yönetim pratiği içinde yer bulmasına   plastik atıklarıyla okyanusun bileşi-
            hem devlet hem de bütün geleneksel   kadar geldi. Ben orijinal sürdürülebi-  mini değiştirdi ve değiştirmeye devam
            siyasetler için bu söylem hâlâ geçer-  lirlik kavramını, 1970’lerin başında   ediyor. İnsan tıpkı dünyaya çarpan
            lidir. 2- Kapitalist sistem sürdürüle-  yeşil hareketin o dönemde kullandığı   bir meteor gibi gezegenin ve küresel
            bilirlik için gerekenlerin büyümeyi   anlamıyla önemsiyorum. Sürdürebilir   ekosistemin işleyişini bir bütün olarak
            engelleyebileceğini fark etti ve “çevre   bir gelecek, doğanın sürdürebilirliği,   değiştirebilecek güce ulaştı. Mevcut
            kaygıları ile büyüme uzlaştırılabilir”   gelecek kuşaklar için sürdürebilir bir   jeolojik çağa antroposen, yani insan
            deme ihtiyacı duydu. Dolayısıyla   dünya bırakmak asıl önemli olan.  çağı adını verme önerisi bundan kay-
            gelişmekte olan ülkeler için kalkınma,                            naklanıyor. Ve maalesef insanlar bu
            sermaye için de büyümeyi sürdürme    konomik sistem ve yönetim biçimi   gerçekle yüzleşip geri adım atmaktan-
            kaygısı belirleyici oldu ve sürdü-  Ene olursa olsun çevreye zarar   sa ‘insan türü yok olsun daha iyi’ gibi
            rülebilirlik kavramı sürdürülebilir   vermeden üretim yapmak mümkün mü?   bir kaçış söylemine sürüklendiler. O
            kalkınmaya dönüştürüldü. Dolayı-  Ya da mülkiyetin, yönetimin kimlerin   yüzden sosyal medyada “zaten insan
            sıyla sürdürülebilir kalkınma mevcut   elinde olduğu hep önemli olacak mı,   zararlı bir tür, insan türü yok olsun,
            kalkınma-büyüme anlayışı sürdürü-  önemli mi?                     dünya rahat etsin” gibi sinik bir yakla-
            lürken çevre kaygılarının nötralize   Eğer çevreyi korumadan üretim yap-  şımı çok fazla görmeye başladık...


                                                                                     EYLÜL-EKİM 2019  hekim sözü  23
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30