Page 46 - Hekim Sözü (Sayı 21) Mayıs-Haziran 2022
P. 46
SİNEMA
KARA MİZAH,
POLİSİYE VE POLİTİKA
İlk bakışta izleyenin kafasını karıştıracak ve ürkütecek
kadar çok karakter var fakat hepsi öylesine nev-i
şahsına münhasır ki akıştan kopmak mümkün değil.
Mekan tekilliğini zaman zaman tavandan gelen
gıcırtılar ve komiserin pencereden dışarıya bakması
dışında sadece anlatılanların zihnimizde yarattığı
imgeler bozabiliyor.
Ekim Nehir *
önetmenliğini Tufan Taştan’ın
yaptığı Sen Ben Lenin, ilk
Ygösterimini 40. İstanbul Film
Festivali’nde dünya prömiyerini ise 43.
Moskova Film Festivalinde yapmıştı.
32. Ankara Film Festivali’nde ‘En İyi
Senaryo Ödülü’ alan filmin senaryo-
sunu kısa filmleriyle tanıdığımız ve ilk
uzun metraj filmini Sen Ben Lenin’le
yapan Tufan Taştan ve Barış Bıçakçı
birlikte kaleme almışlar. Neredeyse
her biri başrol olabilecek ‘yıldızlar
topluluğu’ bir oyuncu kadrosuna sahip
film ulusal ve uluslararası birçok festi-
valde gösterildi.
Film, 90’lı yılların başında yaşanan
gerçek bir olayın olası başka bir ger-
çekliği üzerinden kurgulanmış. Tufan
Taştan, Karadeniz kıyısındaki eski
Sovyetler Birliği kentlerinden birisin-
den denize düşüp Akçakoca sahiline
vuran, uzun yıllar boyunca Akçakoca
kasaba meydanına dikilmesi istenen
fakat bunun gerçekleşmemesi sonucu
belediyenin deposunda saklanan Le-
nin heykelinin hikâyesini alternatif bir
gerçeklik ve tarih sunarak ele alıyor.
“Bu heykel kasabanın meydanına di-
kilseydi ne olurdu?” sorusunun peşine
düşülen filmde bir yandan polisiye bir
öykü ilerlerken diğer yandan mizahi ve
eleştirel bir ülke panoraması oluşturu-
luyor.
Dr., Hekim Sözü Yayın Kurulu Üyesi
*
44 hekim sözü MAYIS-HAZİRAN 2022