Page 39 - Hekim Sözü Nisan-Haziran 2024
P. 39
öykü
2021 aralık İstanbul kışı. Heybeliada yaşadığı şaşkınlık, bende bir hekimin rağmen beni dert eden Ayten Teyze’nin
da çalışıyorum. Pandemi günleri, ada- çaresizliğine dönüşüyor. hastane odasında bana zafer işareti
ya giriş çıkışlar yasaklanmış. Lodoslu İstanbul da hastaneler alarm veriyor, yaptığı fotoğrafı kazınıyor aklıma.
Nulla lorem quam,
günler, sabah hareket eden vapur bile sadece Covid hastaları yatırılıyor ki 2023 Şubat, Adıyaman kışı. Yıllar süren
zor yanaşmış iskeleye. Gözümüz sefer zaten yoğun bakımlar dolmuş. Adada bir savaştan çıkmış gibi görünen şehre
vestibulum at lacus
saatlerinde iptaller peşi sıra, hemşire- takip edecez Ayten Teyzeyi mecburen. gönüllü doktorlar olarak karavanla
eget, viverra tinci-
nin 2 yaşındaki oğlu evde, dönemez- 2 gün sonra kötüleşiyor, 112 aranıyor gün batımında varıyoruz. Gidecek bir
dunt ligula. Quisque
sek adada kalacak açık otel bile yok. ama lodos geçit vermiyor o hafta. adresimiz yok, zaten hasarsız ayak-
Aile sağlığı merkezine 80 yaşındaki Hava ambulansıyla karşıya geçiriliyor. ta kalan adres olabilecek bir yer de
sed dapibus ligula,
kalp hastası Ayten Teyze getiriliyor, Covid testi pozitif çıkınca yatırılıyor. neredeyse yok. Figüranı dahi olmak
eget fermentum
muayenesini yapıyorum kan almak, Hastanedeyken konuşuyoruz. Kombisi istemeyeceğim bir filmi yaşıyor gibiyim.
akciğer grafisi çekmek, Covid testi bozulan aile sağlığı merkezinin soğuk Hava çok soğuk, hayvanlar şehri terk
est. Pellentesque eu
yapmak gerek ama imkânsız. Üniver- olduğunu fark etmiş bana çalışırken etmiş. Yoğun toz bulutu altında şehir.
sollicitudin dui. Sed
site sıralarında bize söylenen “dağ ısınabilmem için şalını hediye etmek Bizi Dr. İsmail karşılıyor, onunla
quam lacus, cursus
başında bir köye atandınız ve elinizde istiyor. Çıkınca buluşacağız öyle sözle- çalışmaları koordine ediyoruz. Her yere
bir şey yok” sözünü hatırlıyorum. şiyoruz. Olmuyor. yetişen, olmayacak işi olduran İsmail
non venenatis in,
Yıllar sonra İstanbul’un incisi Ada- Abi. Nereye gidelim İsmail Abi, ilaç
semper.
lar’da çalışıyorum ve elimde sadece bir Günler sonra kızı annesinin ona lazım abi, ultrason bulur muyuz abi,
stetoskopla kalıyorum! Tanı koymak, emanet ettiği şalını getiriyor. Aldığım abi ultrason bulduk da elektrik yok,
tedavi etmek ve sevk etmek o kadar en ağır hediye. Boğazıma büyük bir jeneratör bulur muyuz abi? Jeneratör
zor ki. Dünyanın salgın karşısında yumru oturuyor. Kendi hastalığına
bulduk yakıtı nasıl getirecez abi? İsmail
Abi, İsmail Abi. Buldu İsmail Abi. Bize
yer de buluyor, ultrason da getirtiyor,
jeneratörü de bağlıyor. (Tabii anlamı-
yoruz çalıştırırken motorunu yakıyoruz)
ikinciyi buluyor, yakıtı alıyor, küçük bir
kliniğe çeviriyor “az hasarlı” aile sağlığı
merkezini. Gebelere haber salıyor,
yıkılmış şehirden çıkamayan, bir yere
gidemeyen unutulmuş, korkmuş, yaralı
gebeler geliyor.
Zaman kavramını yitiriyor, ağır dönü-
yor dünya, belki de kıyamet dedikleri
bu...
Takvim günler sonrasını gösteriyor.
Bir gece ısınmak için yaktığımız ateş
başında “Neden ağlayamadım ben?” di-
yor. Soru bize değil asıl kendine! Sonra
anlatmaya başlıyor:
“Deprem 4:17 de oldu. Çocukları alıp
çıktık ama kardeşimin evi yıkılmıştı.
Saat 5’te evin enkazına vardık. Karde-
şimi, eşini ve 2 çocuğunun cenazesini
çıkardık. Saat 6 gibi naaşlarını yıkadık,
defnettik. Allah’a şükürler olsun diğer 2
çocuğu Allah bağışladı bize, onları canlı
çıkardık. 6 Şubat saat 7’den itibaren
buradayım” diyor. Kalkıp sarılmak
istiyorum ona, olmuyor. Donuyorum,
donuyor her şey; göz yaşlarım, yanan
ateş, İsmail Abi, Adıyaman...
Geride unutulmuş, kendi yasını
tutamayan, ağlayamayan, donmuş bir
ACI-YAMAN kalıyor.
NİSAN-HAZİRAN 2024 hekim sözü 37