Page 32 - Hekim Sözü Mart-Nisan 2020 ( Sayı 8)
P. 32

DOSYA

                                         Cinsiyetçi dil







                                                    Rengin Güvenç*


























                ‘Cinsiyetçi dil’ ile kadının ikinci cins olarak deneyimlediği, varoluşunun çok daha
                 öncesinde özsel olarak belirlendiği düşünülen eksiklik hali, erkeğin tamamlayıcısı
                     rolü yani Simone de Beauvoir’ın tanımıyla “mutlak ötekilik” artmaktadır.






                  adınlar, binlerce yıldır top-  Patriyarka da dili kontrol etmeyi,   kadınlık ve erkeklik kalıbıdır.” (Rama-
                  lumsal olarak ikincil konumda   ideolojik bir araç olarak, ustalıkla   zanoglu,1998,s.90). Dil nasıl ki kültürü
            Ktutulmaktadır. Mevcut siyasal,   ve vazgeçmeden kullanmaktadır.   etkiliyorsa, kültür de dili etkilemekte;
            sosyal ve ekonomik düzen; bu ikincil   Erkeğin özne konumunda yükseltil-  zamanla bazı kelimeler kullanılma-
            konumunun muhafaza edilmesi için   diği, kadının ise edilgen nesne olarak   makta ya da yeni kelimeler ortaya
            yasalar, sanat ve basın gibi pek çok   tanımlandığı toplumsal cinsiyetçilik,   çıkabilmektedir. Sapir ve Whorf’un
            aracı kullanmaktadır. Günlük hayat-  kadınları ikincil bir cins konumuna   “dilsel determinizm” (linguistic deter-
            taki en etkili ama en göze batmayan   itmektedir. ‘Cinsiyetçi dil’ ile kadı-  minism) kuramına göre, dil konuşanın
            araç ise “dil”dir. Dil, düşünce ile iç   nın ikinci cins olarak deneyimlediği,   düşüncesini de etkileyen ve sadece
            içedir, gerçekliği hem yansıtır hem de   varoluşunun çok daha öncesinde özsel   gerçekliği anlatmakla sınırlı kalmayan
            etkiler ve çok köklüdür. Bu nedenledir   olarak belirlendiği düşünülen eksik-  bir araçtır. Dil çizdiği sınırla, başka
            ki dil, en önemli iletişim aracıdır ve   lik hali, erkeğin tamamlayıcısı rolü   türlü düşünmemizi engellemektedir.
            kültürün aktarılması, insanların dün-  yani Simone de Beauvoir’ın tanımıyla   (Akt.Singh,1999,s.25) . İdeolojilerin
            yayı algılaması gibi süreçlerde başrol   “mutlak ötekilik” artmaktadır. İçine   dili araç olarak kullanması, dili ya da
            oynar. Dil ve kültür birbiriyle sürekli   doğduğumuz toplumda kullanılan dil,   dildeki bazı kelimelerin kullanımını
            etkileşim içindedir. Bir toplumun   bizi aynı zamanda sınırlayan bir şey   yasaklayıp, bazı kelimeleri kullanıma
            kültürünü incelemek istediğimizde o   haline de gelmekte, ilk deneyimlerimi-  sürmesi de bundandır (Guden, 2006).
            toplumun diline bakarız ve toplumda-  zi ve algılarımızı onunla adlandırmaya
            ki güç ilişkileri, cinsiyete bakış açısı ve   çalışmaktayız. Mevcut dil içerisinde   Tarihsel olarak patriyarkanın ortaya
            toplumsal düzen konusunda oldukça                                 çıkışı ve dilin ortaya çıkışı çakışmak-
            fazla bilgi edinebiliriz. Egemen ide-  kadın kendine dayatılan normlarla   tadır. Avcı toplayıcı düzende dışarı
            olojiler, dilin bu gücünü fark ederek   büyümekte, kendini ifade edecek alan   çıkarak yeni nesneleri isimlendiren,
            varlıklarını korumak ve gerçekliği   bulamamakta, gerçekliğini ortaya çı-  kamusal alanın içinde yer alabilen,
            biçimlendirmek için bu aracı sık sık   karamamaktadır. Patriyarka kendi top-  düzen oluşturan ve düzeni korumak
            kullanmışlardır (Singh,1999,s.33).   lumsal cinsiyet normlarındaki ‘kadın’ı   için kurallar koyarken dili kullanan
                                             yaratmaktadır. Aslında toplumsal cin-  hep erkek olmuştur. Kendini “norm”,
            *   Dr., Psikiyatri Uzmanı, Iğdır Devlet Hastanesi  siyet “toplumsal olarak kurgulanmış   kadını ise “öteki” olarak tanımlamış ve

             30  hekim sözü  MART-NİSAN 2020
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37