Page 38 - Hekim Sözü - (Sayı 28) Temmuz-Eylül 2024
P. 38
öykü
Salıncak
Haydar Can Dokuyan *
ehmet amcayla 8. Nöbetim- her zamanki gibi başlıyor. bekleyen hastaları düşünmem gerektiği
de tanıştım. Ağustos ayının Hastaları uzun süre müşahade altında için bir an evvel ne demek istediğini
M8 ‘i idi. Sayılara inanmam tutmak ya da uzun sürecek tedavi ver- anlamam gerekiyordu. Acaba deliryum-
ama mesleğe yeni başladığım o günler- mek çalışma koşullarını zorlaştırıyor. da mı? Bilinç bulanıklığı olabilir mi bu?
de halen işe gittiğim günleri sayıyor- Çünkü sedye sayısı kısıtlı ama hasta -Burası neresi amcacım? Siz neredesiniz
dum. Diğer günlerden bir farkı da sınırsız…Sedyelerdeki hastaların tedavi şu anda?
yoktu. 48A’ ya her zamanki saatinde ya da tetkikleri uzun sürerse sıradaki
bindim. Bu otobüsün dolaşa dolaşa hastalar homurdanmaya başlıyor. Du- Terini koluyla silip gözlerini ilk defa
gitmesini seviyorum. Müzik dinleye rumu kritik olan hastaları atlamamak, gözlerime dikerek yanıtladı:
dinleye önce Nilüfer’in içinde dolaştık sıranın çok uzamasına mani olmak, -Hastane tabii.
sonra Bursa’nın tarihi sokaklarını dola- tedavileri doğru yazmak bu yetmezmiş
şa dolaşa Çekirge içinden yeşilliklerin gibi hastalara durumu anlatıp ikna et- -Peki ben nasıl yardımcı olabilirim size?
ve kadim yapıların arasından Tophane -Beni şöyle bir daha uyanmacasına
sırtlarındaki Memleket Hastanesi’ne mek lazım. İlk nöbetler biraz sarsıldım uyutabilir misin?
ulaştım. Görkemli turkuaz bina ilk ama bir şekilde içinden çıkabildiğimi
gördüğüm günden beri etkilemiştir görünce mutlu olmadım da değil. -Uykusuzluk için mi acil servise geldi-
beni. Bazı binalar vardır. Yaptığı işin Evrimin şu yasası unutulmamalı; Ne niz yani?
ruhunu taşır. Turkuaz rengi, birbirine en güçlü olan tür hayatta kalır ne de Bir yandan beni oyalamasına sinir-
yakın dikdörtgen pencelereleri ile bu 7 en zeki olan. Değişime en çok adapte leniyor bir yandan da sıkıntı içinde
katlı bina da hastane ruhunu taşıyor- olabilendir hayatta kalan. olmasına rağmen gösterdiği rahat tavır
du bana kalırsa. Bana öyle geliyor ki Perdelerin arasındaki sedyeleri gezip ilgimi cezbediyordu.
üzerinde hastane yazmasa bile hastalar negatoskopda akciğer filmlerine, -Hayır. 8 gündür evde yatıyorum.
kendiliğinden yürürlerdi buradan içeri. elime tutuşturulan sonuçlara bakıp Yorganın altından çıkmadım. Artık
Acil servisin içinden sabah henüz koştururken Mehmet amcayla tanışa- bugün ölürüm dedim ama ölecek gibi
yoğunlaşmamış polikliniklere bir göz cağımı bilemezdim tabi. Akşam saat 8 de değilim. Bugün ölemezsem büyük
atıp nöbet odasına uğradım. Nöbetten sularıydı. Bir gözüm sürekli sarı alanın sıkıntı olur. Şunun şurasında 3-4 saat
çıkacak ekibin artık alıştığım yoğunluk kapısındaki hasta sırasında muaye- kaldı. İşi tehlikeye atmayayım dedim.
şikayetlerini çay simit eşliğinde din- neleri yapıyordum. Bir ara beni boşta Artık nadir bir ‘vaka’ ile karşılaştığımın
ledim. Acil nöbet çizelgesini kontrol yakalayan hemşire hanım; ‘Hocam farkındayım. Dakika da 18- 20 soluyor.
ettikten sonra yine tüm nöbet sarı sedye 8’e de hasta aldık. Gördünüz Soğuk soğuk terliyordu. Şikayetini
alana yazılmama gocunur gibi oldum. değil mi?’ diye sordu. Kaşlarımı kaldı- öğrenemediğime göre fizik muayene ile
Bir yandan da yeşil alanda 2 dakikada rıp kafa sallayarak perdeyi açtım. İşte devam edeyim.
bir hasta bakıp poliklinik sırası eritme Mehmet amca oracıkta oturuyordu.
stresi yaşamayacak olmam rahatlattı Beyaz saçları, mavi gözleri, ekose kah- -Peki amca. Ben bir muayene edeyim.
doğrusu. Bu eski hekimlerle anlaşama- verengi gömleği ile ellerini bacaklarının Ondan sonra yardımcı olayım size.
yacağız belli ki. Performans yapmak üzerine koymuş bekliyordu. Halinden Sırtınızı açabilir misiniz?
için yine kendileri yeşilde; yenileri oldukça sıkıntı içinde olduğu belliydi. -Yardım edeceksin yani değil mi?
sarı- kırmızı alana yazmışlar. Anlaya- Yüzünden ter damlaları aşağıya doğru
cağınız daha ciddi ve ağır hastalar yine süzülüyordu. Geç gördüğüme canım -Tabii, hiç etmez miyim.
bize kalmış. Şimdilik ses etmemek en sıkılarak yaklaştım. İsteksizce gömleğini sıvadı. Stetosko-
doğrusu. Sarı alanda hastalar doğru- -Geçmiş olsun amca, ne şikâyetiniz pu önce sırtına sonra göğsüne koyup
dan sırayla perdelerin arasında yan vardı? dinledim. Sol tarafta solunum sesleri
yana dizilmiş sedyelere oturuyor. Hiç fecaat. Amcanın sol tarafı kar kürüyor
değilse muayene edecek zaman olu- -Sanırım salıncaktan inme zamanı geldi sağ tarafı da zurna çalıyordu. Anlaşıldı.
yor. Hastayı muayene ettikten sonra evladım. Pnömonidir bu.
hastaların eline verilen pembe kartlara Öksürük, nefes darlığı, karın ağrısı gibi
muayene bulgularını ve tedaviyi yazıp bir şikâyet beklerken amcanın söyledi- -Zatürre olmuşsunuz anlaşılan.
hemşire hanımlara veriyoruz. Hemşire ğini yanlış anladığımı düşündüm. Gözleri parıldadı birden.
hanımlar tedaviyi hazırlayıp uygulu-
yor. Yan yana dizilmiş sedyeler arasın- -Anlamadım. Bir yerden mi düştünüz? - İyi! Ne diyorsun? Olur mu bu iş bu
da gezeceğim 24 saatlik nöbet böylece -Daha düşmedim ama kendim usturup- gece?
luca ineyim diyorum. -Hangi iş?
* Dr., Hekim Sözü Yayın Kurulu Üyesi Oldukça yorgun olduğum ve sırada -Yahu dedim ya. 4-5 saat kaldı. Bu gece
36 hekim sözü TEMMUZ-EYLÜL 2024