Page 37 - Hekim Sözü Ekim-Aralık 2024
P. 37

KİTAP


                                                                                 Yazar sözlerin geri alınıp,
                                                                               inkâr edildiğini ancak yazı-

                                                                               nın ebediyen kaldığını; söy-
                                                                                lenen sözler, çekilen acılar
                                                                              yok sayılmasın, bir avuç hu-
                                                                               zur uğruna ödenen bedeller
                                                                               unutulmasın diyerek tarihe

                                                                              not düşmek istediğini söylü-
                                                                                yor önsözde.  Unutmamak
                                                                              ve unutturmamak bizler için

                                                                                de çok önemli. “Giderlerse
                                                                                 gitsinler!” diyenleri unut-
                                                                              mamaya ve unutturmamaya
                                                                                                  kararlıyız.



                                                     Süheyla Ağkoç *





               stanbul Tabip Odası Hekimlik   geldi, biraz gecikmeli de olsa okumaya   kısıtlı bütçesiyle bunları yapmaya
               Uygulamaları Bürosu’nda çalış-  başladım.                      çalışmak hiç kolay değildi.
            İtığım dönemde, neredeyse her    İdealist genç öğretmen Nehir’in hayal-  Diğer yandan hayallerini, yalnızlığını,
            gün çoğu genç bir, iki hekim gelir ve   leri, bizlerin de çok yakından bildiği   endişelerini içine gömüp, her birini
            “Good Standing” belgesi için başvu-  mecburi hizmetten, çalıştığı köyden
            ru yapardı. Pırıl pırıl genç insanlar,   kurtuluş için yaptığı evliliği, ilerleyen   ihmal etmeden çocuklarına yetişmeye,
            memleketlerinde bir gün bile hekimlik   yıllarda yaşamının başat öğesi halini   destek olmaya, anne olmaya çabala-
            yapmamışken dünyanın dört bir ya-  alan anneliği ve oğulları. En büyü-  yan Nehir’in yaşamı da çok zorlayıcı
                                                                              idi gerçekten. Ama insan denen canlı
            nına, geleceklerini kurmaya, hekimlik   ğü doktor olup Almanya’ya gitme   bazen sanılandan çok daha güçlü
            yapmaya gitmek istiyor, belge bir an   kararı veren Yılmaz, ortanca Güney
            evvel ellerine geçsin diye sabırsızlanı-  ve en küçüğü öğrenme güçlüğü olan   olabiliyor. Göbek bağının gömüldüğü
            yorlardı. Bu yolculukta onları acaba   Ahmet. Yılmaz’ın karar verme süreci,   toprakları terk etmek, sahip olduğu
            neler bekliyor diye düşünmeden ede-  Almanya’ya gidişi, orada yaşadıkları   kökleri acıta acıta koparıp göçmen
                                                                              olup yollara düşmek kolay olmasa da
            mez, bürodaki arkadaşlarla bu konuda   neredeyse polisiye roman okuyormu-  hayat bir biçimde yolunu buluyor.
            küçük sohbetler ederdik.         şum gibi sürükledi beni.
                                                                              Kendi ülkesinde “mülteci” hissedenler,
            Batman’a tayin olup geldiğim dönem-  Yılmaz’ın akıbetine duyduğum merak,
            de bir gün telefonum çaldı. Arayan   Nehir’in sabrı ve tükenmeyen özveri-  ya da bir dünya “vatandaşı” olduğuna
                                                                              inananlar, daha da çok gençler için
            kişi babamın öğretmeni Köy Enstitüsü   sine şaşkınlığım kitap boyunca devam
            mezunu Ali öğretmenin, kendisi de   etti. Yılmaz’ın bavulunu alıp yeterince   bir seçenek olan bu yolculuk, göv-
            emekli öğretmen olan kızı Nebat Bük-  bilmediği, gezmek için bile gitmediği   desinden kesilip koparılan ağaçlara
            rek’ti. Nebat Hanım, doktor oğlunun   bir ülkeye yerleşip orada tutunmaya   dönüştürür mü, dönüştürüyor mu
            yaşadıkları üzerinden bir kitap yazdı-  çalıştığı, kendini zamanla yıkanmak-  onları bilemiyorum. Ne diyelim, yolla-
            ğını, kitabı meslektaşlarıma ulaştırmak   tan rengi değişen, solan bir giysideki   rı, bahtları açık olsun. Belki yetişmiş,
            istediğini ve benim görüşümü de   yama gibi gördüğü, umutla umutsuz-  işinin ehli bilim insanları olarak kökle-
            merak ettiğini söyledi. Son zamanlarda   luk arasında gidip geldiği günleri sanki   rine dönüp gelirler bir gün.
            anı yazma meraklısı insanlardan biri   ben de içindeymişim gibi okudum.   Bakalım kitap sizde nasıl duygu ve
            olabileceğini düşündüm ama kırmak   Aracı kurumlara ödenen paralar, dil   düşünceler uyandıracak. Belki bir gün
            da istemedim; hadi bakalım hayırlısı   öğrenmek ve denklik sınavında başarı-  uygun bir platformda Yılmazlarla ve
            diyerek kitabı sipariş ettim. Kitap   lı olmak için harcanan çaba, sonrasın-  yola koyulmaya hazırlanan meslektaş-
                                             da uzak, küçük kliniklerde çalışmaya   larımızla konuşabiliriz bütün bunları.
            *   Dr., Halk Sağlığı Uzmanı     razı olmak ve öğretmen bir ailenin   Keyifli okumalar diliyorum.


                                                                                     EKİM-ARALIK  2024  hekim sözü  35
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42