Page 42 - Hekim Sözü Ekim-Aralık 2024
P. 42

GEZİ | KÜLTÜR | FOTOĞRAF













































                                         Çaya kaç şeker?









                980’li yılların ortasında, daha   nı düşünmüş olmalı ki “genç adam ne   sonra Türk Hava Yolları ofisine uğrayıp
                gençlik yıllarımın başındayım. Tıp   içmek istersiniz?” dediğinde mahcup ve   biletimi aldım. İki yıl hiç gelemediğim
            1fakültesi derslerimden artakalan   titrek bir ses tonuyla kahve içme olasılı-  ülkeme hasret gidermek için gidişimin
            zamanımda ve artmışsa bir kahve   ğım var mı? dediğimi bugünkü gibi ha-  hemen öncesinde yine kendimi Café de
            içecek kadar param, kendimi Jean- Paul   tırlarım. Café de Flore’da ilk kahvemin   Flore da buldum. Önce Sartre’ın Bea-
            Sartre’ın mekânı olan Café de Flore’da   topraksı kokuya ve zengin bir aromaya   uvoir’a yazdığı mektupları sonra da ilk
            bulurdum.                        sahip olduğunu, burnuma doğru yük-  okuduğumda hiçbir şey anlamadığım
                                             selen buhar kıvrımlarının taşıdığı kahve   “Varlık ve Hiçlik” kitabını düşündüm
            Adını Roma mitolojisindeki çiçek                                  uzun bir süre. Düşündükçe kavraya-
            tanrıçası Flora’dan alan Café de Flore,   zerreciklerinden anlıyordum. Üzerinde   madığım, karıştırdığım ve yorulduğum
            1880’lerde Paris’te üçüncü Cumhuriyet   köpüğü olan hafifçe çalkalanan bir   felsefi konuları şimdilik bir kenara
            döneminde açılmış. Jean-Paul Sartre   sıvıyı, kalın kenarlı fincanın içerisinde   bırakmam gerektiğinin farkına vardım.
            gibi Simone de Beauvoir, Albert Ca-  dudaklarıma götürürken, elimde taşın-  Keyfine vararak ağır ağır yudumladığım
            mus, Picasso ve o zamanki aydınların   ması güç bir ağırlık hissi yaratıyordu.   kahvemin bitiminde Café de Flore’u
            müdavimi olduğu Paris’in tarih kokan   İlk yudumum; yaklaşan bir sıcaklık,   arkamda bırakıp Boulevard Saint
            kafesini merak ederek ben de gitmek   sonrasında, önce dilimi ve damağımı   Germain’de hızlı adımlarla yürümeye
            istemiştim. İlk gittiğimde ürkek ve   hafifçe yakan ama ardından rahatsız   başladım.
            titrek adımlarla kapısından içeri girerek   etmeyen bir sıcaklığa erişen, fincandan
            caddeyi gören bir masanın sandalye-  içime akan, uyanıklık, tazelenme duy-  Çok keyifli ama “Sefil Parisli” yaşa-
            sine ilişiverdim. Şimdiki ben kadar   gusu yaratan yoğun koyu bir lezzetti.   mıma kısa bir süre ara vermek için
            yaşlarda ve papyonlu bir garson bana   Vaat ettiklerini fazlasıyla karşılayan,   havalimanındaydım. Zorlu ve uzun bir
            yaklaşıp hafifçe eğilerek, ihtimalle bir   beklediğim etkileri, kokusu, rengi ve   yolculuğun ardından Kaşüstü köyünde-
            şeyler yiyecek kadar paramın olmadığı-  aroması ile vererek bende bıraktığı yeni   ki evimize nihayet varabildim.
                                             bir deneyim oldu.
                                                                              1432 yılı kayıtlarında Κούχουλ adıyla
            *   Dr., Fotoğrafçı (EFIAP/B)    Zorlu sınav döneminin bitiminden   geçen köyümüz, Osmanlıların idare-

             40  hekim sözü  EKİM-ARALIK  2024
   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47