Page 45 - Hekim Sözü (Sayı 10) Temmuz-Ağustos 2020
P. 45
KADIN
gezegenin geleceğinin sosyal, kül- af düzenlemesi girişimleri, bir insan kota uygulaması farklı cinsiyetlerin
türel, siyasal, ekonomik açıdan tüm hakları ihlali ve bir halk sağlığı sorunu demografik ağırlığına uygun oranda
yönleriyle yeniden sorgulandığı bu olan kadına şiddetin meşrulaştırılma- temsilini hedefleyen bir yöntem olarak
kriz ortamında, Türkiye’nin de içinde sını ve yaygınlaşmasını kolaylaştıran tanımlanabilir. Örneğin Almanya’da
bulunduğu kimi ülkelerde iktidarların politikalar olarak kamuoyunda giderek 2015 yılında kadınların yönetim organ-
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme artan tepkiyle karşılanmaktadır. larında temsiliyetini arttırmak için en
isteklerini yüksek sesle dile getirmeleri Kadınların yüzyıllar içinde sürdürdük- büyük 107 şirketin denetim kurullarına
ise, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin leri eşitlik ve özgürlük mücadelesinde % 30 cinsiyet kotası getirilmiş, 2015
ne kadar derinleştiğinin bir başka gös- ağır bedeller ödeyerek elde ettikleri yılında denetim kurullarında % 23
tergesi olsa gerektir. Zira, 11 Mayıs hakların ve kazanımların pek çok oranında olan kadın üye sayısı, kanun
2011 tarihinde İstanbul’da imzaya uluslararası sözleşmeyle, ulusal yasal yürürlüğe girdikten sonra 2017 yılında
açılan, Ağustos 2014 tarihinde yürür- düzenlemelerle ve politika belgeleriyle % 30’a yükselmişti. Ancak yasal
lüğe giren ve ilk imzalayanın Türkiye güvence altına alınmasına karşın, cin- olarak kota zorunluluk bulunmayan
Cumhuriyeti Devleti olduğu; Kadına siyet eşitliğinin sağlanamamış olması yönetim kurullarında erkek egemenli-
Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin süreç içinde bazı yöntemlerin uygula- ğinin sürdüğü, kadın yönetim kurulu
Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye maya geçirilmesini gündeme getirmiş- üye oranının %8’de kaldığı belirtilmek-
Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi- İS- tir. Bunlardan dünyada ve ülkemizde tedir. Konuyla ilgili raporlara göre,
TANBUL SÖZLEŞMESİ ve bu sözleş- en bilinen ve günümüzde giderek iş yaşamında kadın yönetici oranı
meye dayanarak çıkarılan 6284 sayılı yaygınlaşan yöntem cinsiyet kotasıdır. Fransa’da % 41.2, İsveç’te % 36.9, AB
“Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Kadınların siyasal katılımını destekle- ülkelerinde ortalama %23.9’dur (2).
Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” meye de yönelik olan kota uygulama- Türkiye’de CHP’de 2012 yılında kabul
kadınların şiddete karşı korunmasının sı, siyasal partiler, kamu kurumları, edilen % 33 cinsiyet kotası uygulama-
güvencesidir. Son günlerde, siyasal şirketler, demokratik kitle örgütleri, sı, il-ilçe yönetimleri ve PM üyeleri
iktidarın bu güvencenin ortadan kaldı- sivil toplum örgütleri, sendikalar, için geçerlidir. HDP ise 2015 yılından
rılması yönündeki artan çabası, 6284 meslek örgütleri başta olmak üzere beri uygulamaya geçirdiği eşbaşkanlık
sayılı yasanın etkin uygulanmaması, pek çok kurumsal yapıda uygulamaya sistemiyle cinsiyet kotasını % 50’ye
şiddet uygulayanların cezasızlık ya geçirilmektedir. Kamu politikalarının çıkarmıştır. Kamu kurumu niteliğinde
da haksız ceza indirimleriyle - deyim belirlenmesinde, karar mekanizma- bir meslek örgütü olan Türk Tabipleri
yerindeyse - ödüllendirilmesi, kız larında ve iş yaşamının yönetiminde Birliği’nin 1 Kasım 2014 tarihinde
çocuklarının cinsel istismarına ilişkin cinsiyet eşitliğini sağlamaya dönük gerçekleştirilen Olağanüstü 65. Büyük
Kongresi’nde alınan 20 no’lu karar,
meslek örgütlerinde cinsiyet kotası
uygulamasının ilk örneğini oluştur-
ması açısından önem taşımaktadır ve
şöyle dile getirilmiştir: “Türk Tabipleri
Birliği ve tabip odalarının bütün ku-
rullarında cinsiyet kotası uygulanması
ve her cinsten en az % 40 temsiliyetin
sağlanmasına çaba gösterilmesi husu-
sunda oybirliğiyle kabul edildi.”
Sonuç olarak, yukarıda örnekleri veri-
len cinsiyet kotası oranlarının tümüyle
uygulamaya geçirilmesi ve toplumsal
cinsiyet eşitliğinin sağlanması için
oranların belirlenmesinin yeterli
olmadığı, kota kararlarının yaptırımla
güçlendirilmesi ve denetlenmesi ge-
rektiği, yönetim süreçlerinde ve karar
mekanizmalarında kadınların sayısının
arttırılması için yönetim deneyimi, aile
ve bakım sorumluluğu gibi cinsiyetçi
engellerin ortadan kaldırılması için
gerekli düzenlemelerin yapılmasının
önemli olduğu, bütünsel olarak her
alanda çalışma kültürünün cinsiyet
ayrımcılığından ve eril yaklaşımdan
arındırılması için çaba gösterilmesi ge-
rektiği, kadınların örgütlenmesinin ve
dayanışmasının bu süreçte belirleyici
olduğu açıktır.
TEMMUZ-AĞUSTOS 2020 hekim sözü 43