Page 43 - Hekim Sözü Ekim-Aralık 2024
P. 43
GEZİ | KÜLTÜR | FOTOĞRAF
sine geçince Kuhla adıyla kayıtlarda şeker tüketmemesi gerektiğini anlatma- mutfak evime yerleştim. Biraz oyalan-
yer almaya başlamış. Trabzon Vilayeti ya çalıştım. dıktan sonra köydeki evimizi aramak
dokümanlarına göre Türk ve Rum “Anne hiç bardağın yarısına kadar için dışarı çıktım.
nüfusun birlikte yaşadığı bir yerleşim şeker doldurulur mu?” sorusunu yönelt- Paris’te yaşadığım yıllarda genellikle
yeri olarak görülmekteymiş. Türkiye tikten sonra, annemin alaycı ve şaşkın perşembe günleri öğle vakti, demir
Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra bakışlarına açıklık getirmem gerekti- paralarla çalışan telefon kulübesinden
da Kuhla adıyla Yomra kazasına bağlı ğini kavrayınca sözüme devam ettim. ailemi arar, onlara durumum hakkında
olan yerleşimin adı 1959 yılında, ya- O zamanki bilgilerim doğrultusunda bilgi verir, hâl hatır sorardım. Soh-
bancı kökenden geldiği ve karışıklığa şeker hastalığının ne olduğunu, nasıl betimizin uzunluğu biriktirebildiğim
yol açtığı gerekçesiyle “Kaşüstü” olarak oluştuğunu, vücut organlarına verdiği
değiştirilmiş. zararı, hazır kaloriden dolayı şişmanla- demir paraların elverdiği ölçüdeydi.
Telefon görüşmelerim bittikten sonra,
Köyümüze döndüğüm günün ilk tabileceğinden bahsettim. Hiç de ikna bir sonraki sohbet için demir birlikleri
sabahı, köy ürünleriyle donatılmış olmamış gibi aynı alaycı bakışlarını biriktirmeye de özen gösterirdim.
kahvaltı masasını görünce bir an krallar devam ettirmesine rağmen; “Peki, dedi Evden çıktım ve Jules Joffrin metro
sofrasına düştüğümü sandım. Oysa bundan sonra daha az şeker koyarım.” girişindeki telefon kulübesine yorgun
çocukluğumda oturduğum kahvaltı ma- Annem; boş olan çay bardağını epeyce adımlarla ilerledim. Köydeki evimizi
sasından pek bir farkı yoktu. Bardaklar bir süre masada beklettikten sonra içine aramak için önce telefonun demir para
çayla dolduruldu, çay kaşığının bardak iki çay kaşığı şeker koyarak çayının girişine bir birlik yerleştirdim, diğer bir-
içerisinde şekeri eritmek için hızla doldurulmasını istedi. İyice karıştırdı ve likleri de telefon konuşmamın akışına
döndürülürken çıkardığı şıngırtı sesini şekerin tamamının eriyip erimediğini göre yerleştirmek için hazırda bulun-
ne kadar da özlemişim! kontrol etti, ilk yudumunu aldı. Biraz
duraksadı, hiçbir şey söylemedi, fakat durdum. Uzun süre çalan telefonun
Kahvaltı esnasında bundan önce hiç memnuniyetsizliği de yüz ifadesine ucunda ağabeyimin “alo” sesi gelince
fark etmediğim, belki de ilgi alanıma yansımıştı. heyecanlı bir şekilde sohbete başla-
girmediğinden fark edemediğim bir dık, ayrılık, zorlu seyahat sürecinden
durum karşısında tepki verme ihtiyacı Ben Paris’e geri dönene kadar da çayına ve hasretten bahsettik uzun bir süre.
hissettim. Bu yeni yeni doktor kimli- iki çay kaşığı şekerden fazlasını koyma- Ardından bana:
ğine bürünmemden kaynaklanıyor ol- dı. Artık annem az şekerle çay içmeye -Annem, sen gittikten sonra arkandan
malıydı. Kahvaltı masamızda annemin alışmış gibiydi. Fakat gün geçtikçe
çay bardağının yarısına kadar şeker içtiği çay miktarında da azalma oldu. epey gözyaşı döktü, fakat şunu da söy-
doldurduğunu görünce heyecanlı bir Paris’e geri döndüm, küçük penceresin- lemekten kendini alıkoyamadı:
şekilde müdahale ederek o kadar çok den şehrin bir kısmını gören bir oda bir “Gitti de rahat bir çay içtim” dedi.
EKİM-ARALIK 2024 hekim sözü 41