Page 76 - İnsan Olarak Hekim Karar Verme ve Akıl Yürütme Yolları
P. 76
Sınavlarında cerrahi uzmanlık alanlarının daha az tercih edilir olduğu
bir gerçek.
Karmaşık bir hastalık tablosu aydınlandıktan sonra da benzer bir
yanılgı yaşayabiliriz. “Her şey baştan açık seçikmiş ve biz görememi-
şiz” veya “bunun böyle olacağını önceden bilmem/görmem gerekti”
düşünce ve hissiyle bir yazıklanma duygusu yaşayabiliriz. Oysa has-
talık bir süreçtir, başlangıçta belirgin olmayan bulgular, bilinmeyenler
sonradan eklenmiştir, hastalık atipik bir seyir göstermiş veya araya
başka hastalıklar girmiş olabilir.
Örnek: Atriyal fibrilasyonu olan bir hastaya standart, kanıta dayalı
tedavisi olan, amiodaron verilir ve hastada hastaneye yatmayı gerek-
tiren Stevens-Johnson sendromu adı verilen, olasılığı %2’den az olan
çok nadir bir reaksiyon gelişir. Hekim “bunun yerine propranalol
vermiş olsaydım, hasta iyi olurdu” diye düşünerek kendini suçlayı-
cı bir ruh haline girebilir. Oysa hekim propranalolun da kalpte ileti
kusuru ve hastaneye yatmayı gerektiren hipotansif ataklar gibi daha
büyük riskleri olduğunu göz ardı etmektedir.
21. Kötü sonuçtan kaçınma yanlılığı (Outcome bias:
Chagrin factor, value bias)
Kötü sonuçları olabilecek tanılardan çok, iyi sonuçları olan tanıla-
rı ön plana alma eğilimidir. Hekimler karar vermelerinde, gerçekten
olabileceğine inandıklarından çok, ümit ettikleri sonuca ağırlık vere-
bilirler. Bu ciddi tanıların göz ardı edilmesine neden olabilir.
Örneğin karın ağrısı ile hekime başvuran bir hastada hekim apan-
disit ve diğer akut batın tablosu yaratan nedenler yerine “gazdır, ge-
çer” demeyi tercih edebilir. Hastalarda da benzer bir tutum görülebi-
lir. Birçok hasta “kötü bir şey çıkar” kaygısıyla şikâyetlerine rağmen
doktora başvurmaz.
22. Aşırı güven yanlılığı: Overconfidence bias:
Bildiğimizden daha fazlasını bildiğimize inanma yönünde evren-
sel bir eğilim vardır. Aşırı güven, eksik bilgi, kısa yollar, sezgiler veya
önsezilere dayanarak hareket etme eğilimini yansıtır. Elde edilen ka-
nıtlar yerine kendine güven, bilgi yerine gerekçelendirilmemiş inanç
75