Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Hükümetin  % 3'lük zammına karşı tüm kamu çalışanlarını 23 Mayıs Çarşamba günü Grev'e çağırıyor.

İstanbul Tabip Odası yıllardır sürdürmekte olduğu; sağlık hakkına, işimize,  can güvencemize emeğimize, ücretimize ve iş güvencemize sahip çıkma mücadelesinin bu evresinde, kamu emekçilerinin grev çağrısını olumlu bulmakta, desteklemekte ve tüm hekimleri eyleme davet etmektedir.

İstanbul Tabip Odası olarak ülkeyi yönetenlere ve sağlık hizmetini üretenlere basit bir soru sormak istiyoruz: Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının maaşları-gelirleri nasıl belirleniyor?
Tek taraflı bu belirlemelerin demokratik hukuk devletinde ve iyi bir sağlık ortamında yeri olabilir mi?
Ne yazık ki sunduğumuz sağlık hizmetinin bilançolarının, katkı paylarının gerek özel sektörde gerekse kamuda çok iyi bilindiği, sıkı takip edildiği ama hekimliğin değerlerinin ve hekimlerin aldıkları ücretin hiçbir biçimde gündem olamadığı bir ülkede yaşıyoruz.
Özel sektörde piyasanın arz-talep ilişkisine bağlı olarak değişen, bütünüyle güvencesiz bir ücretlendirme modelinin yanı başında kamuda hiç kimsenin telaffuz edemediği - savunamadığı komik maaşların üzerine, yine bütünüyle güvencesiz-belirsiz “döner sermaye” ödemeleri; aile hekimliği sisteminde gerçek maaşlara yansıtılmayan “cari harcama” vb. ödemeler var.
Oysa nitelikli ve güvenilir bir sağlık hizmeti sunulabilmesi için başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının aldıkları eğitime, sundukları hizmetin niteliğine uygun güvenceli bir ücrete (maaşa) gereksinimleri olduğu çok açık. Emekli maaşlarında neredeyse açlık sınırına dayanan bu rakamların nasıl belirlendiğini ve nasıl değiştirileceğini son yıllarda yaptığımız eylemlerde çokça tartıştırmaya, görünür kılmaya çalıştık.
Tek taraflı belirlemelerin, yani patronun inisiyatifinin bulunduğu; hastane döner sermaye oranının başhekimce (ya da CEO tarafından) belirlendiği; zaten çok düşük olan, neredeyse on yıldır aynı rakamlarda dolaşan maaşların ve emekli maaşlarının, Hükümetin ve yandaş sendikalarının keyfine göre belirlendiği bir düzende artık hekimlik yapmak istemiyoruz.
Bu nedenle, KESK'in ve onunla beraber ücretlerin belirlenmesi sürecine aktif bir müdahale (eylem-grev) öneren sendika ve kurumların çağrısını çok anlamlı buluyoruz. Önemli bir bölümü kamu çalışanı olan hekimlerin de bu sendikal mücadele içine daha aktif girmeleri gerektiğini; kamu sendikalarına daha fazla üye olmalarını ve toplu sözleşme sürecinde işlerine, emeklerine sahip çıkmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
İstanbul Tabip Odası, yıllardır sürdürmekte olduğu; sağlık hakkına, işimize, can güvencemize emeğimize, ücretimize ve iş güvencemize sahip çıkma mücadelesinin bu evresinde kamu emekçilerinin grev çağrısını olumlu bulmakta, desteklemekte ve tüm hekimleri eyleme davet etmektedir. 

İstanbul Tabip Odası
Yönetim Kurulu

Toplanma Yerleri (23 Mayıs 2012 Çarşamba):

-    Çapa Tıp Fakültesi Önünde saat 12.30’da
-    Sirkeci’de saat 12.30’da

toplanılarak Beyazıt meydanına yürünecektir.