Tüm hastanelerden ses verdik: Artık yeter! Sağlıkta şiddet son bulsun!


  • Temmuz 20, 2018
  • 4192

Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD asistanı Dr. Bahattin Ahmet Yalçın’ın nöbeti sırasında hastasıyla ilgilenirken saldırıya uğrayıp vahşice darp edilmesi hekimlerin ve sağlık çalışanlarının büyük tepkisiyle karşılandı.

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) çağrısıyla, 20 Temmuz 2018, Cuma günü 12:30’da tüm Türkiye’de “Artık Yeter! Sağlıkta Şiddet Son Bulsun!” başlıklı basın açıklamaları yapıldı.

İstanbul’da da birçok hastanede hekimler ve sağlık çalışanları sağlıkta şiddeti doğuran politika ve uygulamalara son verilmesi, güvenli çalışma ortamı sağlanması talebiyle basın açıklamaları yaptılar.

İstanbul’daki etkinliklerin merkezi İstanbul Tıp Fakültesi oldu. Monoblok önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, İTO Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk, İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, Dr. Güray Kılıç, Dr. Recep Koç ve Dr. Murat Ekmez katıldılar. Basın açıklamasına Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi ve İSTAHED yöneticileri de destek verdiler.

Basın açıklaması Dr. Osman Öztürk’ün konuşmasıyla başladı. Dr. Öztürk; “Bugün ne yazık ki ülkemizdeki bütün hekimlerin, bütün sağlık çalışanlarının hayatını tehdit eden, artık bir meslek hastalığına dönüşmüş olan sağlıkta şiddet nedeniyle basın açıklaması yapıyoruz. Biliyorsunuz birkaç gün önce Urfa Harran’da Dr. Bahattin Ahmet Yalçın vahşi bir saldırıya uğradı, çok ağır şekilde yaralandı. Öncelikle buradan kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. TTB’nin çağrısıyla bütün Türkiye’de sağlık kurumlarında, sağlıkta şiddeti protesto etmek için ses veriyoruz” dedi.

Ardından bir konuşma yapan İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip şunları söyledi: “Sağlıkta şiddet giderek artıyor. Özellikle niceliğin ön plana çıkarıldığı sağlık politikaları sebebiyle hastalara yeterli süre ayrılamaması, hastalarda yaratılmış olan aşırı beklenti ve bu beklentinin karşılanamıyor olması şiddeti artırır oldu. Bu basın açıklamasını yaptığımız İstanbul Tıp Fakültesi sağlıkta şiddet konusunda çok acı bir deneyim yaşadı; 2005 yılında çok değerli hocamız Göksel Kalaycı akciğer kanseri olan bir hastasının vefat etmesi üzerine aynı gün katledildi. Sonraki yıllarda pek çok değerli meslektaşımız ya darpedildi, ya hayatlarını kaybetti ya da yaşadıkları soruşturmalar sonucunda intihara sürüklendi. Sağlıkta şiddet sağlık alanının en önemli ayağı olan hekimleri giderek tükenmeye doğru itmektedir. Bizler şiddete neden olan sağlık politikalarından, şiddete yol açan sağlık dilinden uzak durulması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyoruz. Sağlık çalışanları ve hekimler maalesef kışkırtılan sağlık talebi karşısında yetersiz kalıyor. Buradan yetkililere çağrıda bulunuyoruz: Hemşire ve sağlık personeli sayısı artırılmalıdır, acillere destek olunması gerekir. Caydırıcılık için TTB’nin yıllardır önerdiği Sağlıkta Şiddet Yasası’nın bir an önce çıkarılıp bu şiddeti yaratan kişilere verilen cezalar artırılmalı, sağlıkta şiddet uygulayanların cezalandırılacağına yönelik kamuoyu oluşturulmalıdır. Bunun dışında Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan bir an önce vazgeçilmeli, daha nitelikli, hastaya yeterli süre ayırabildiğimiz, daha sağlıklı, daha iyi koşullarda hizmet verilebilecek bir ortam sağlanmalıdır. Yaşanan sorunlar bir bütünlük içinde değerlendirilerek hem sağlık meslek örgütlerinin, meslek odalarının görüşleri alınmalıdır. Ayrıca sağlık okur yazarlığı sağlanmalıdır, hastaların beklentisi çok yüksektir, ölmemeleri gerektiğini düşünüyorlar, hastalarının hemen iyileşmesini istiyorlar. Vatandaşlara hem basın sayesinde hem de yapılacak eğitim çalışmaları sayesinde sağlık hizmetlerinin sınırları anlatılmalıdır. Sözlerimi sağlıkta böyle acı olayların bir daha yaşanmaması, yanlış sağlık politikalarından vazgeçilmemesi çağrısıyla sonlandırıyorum.”

Ardından konuşma yapan İTF Öğretim Üyesi, İTO Denetleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Atıl Yüksel ise şunları söyledi: “Türk hekimleri ve sağlık çalışanları uzun yıllardır sözlü, fiziki saldırılara uğruyor. 2005 yılında Göksel Hoca’yı arabasından inerken 12 kurşunla katleden zihniyet değişmedi. Akciğer kanseri hastasının vefatına tepkisini Türkiye’nin alanındaki en iyi cerrahlarından birini öldürmekle gösteren o zihniyet bugün kaldırım taşı vuruyor, öldürüyor, hekim arkadaşlarımızın, sağlık çalışanlarının intiharına neden oluyor. Talebimiz bu şiddet ortamını engelleyecek sistematik, geniş kapsamlı sistemlerin üretilmesidir. Hizmeti alanla hizmeti verenin karşı karşıya getirildiği ortamlarda bunların engellenmesi mümkün değildir. Mutlaka, acilen sistemli, programlı önlemler alınmalıdır.”

Yapılan konuşmaların ardından basın metnini Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu kamuoyuyla paylaştı. Açıklamada şunlar dile getirildi; “Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüşmüştür. Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet vakası yaşanmaktadır. Özellikle acil servisler şiddetin kol gezdiği, sağlık çalışanlarının kendilerini emniyette hissedemedikleri, sağlık hizmetini güvenli ortamlarda veremedikleri yerler haline gelmiştir. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür. Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir! 

Elbette sağlıkta şiddetin toplumsal etkenleri vardır ve bunlar giderilmedikçe sağlık kuruluşlarını tam olarak güvenli ve huzurlu yerler haline getirmek olanaklı değildir. Kuşkusuz, her yıl nüfusumuzdan fazla sayıda acil servis başvurusu olmasının ve bu kışkırtılmış acil sağlık talebinin eldeki hizmet olanaklarıyla tam olarak karşılanamamasının, yurttaşların sağlık hizmet beklentisinin yapay biçimde yükseltilmesinin gelinen tabloda katkısı büyüktür. Ancak, açık olarak görülen bir başka gerçek, kamu idaresinin sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken özel önlemleri de almadığı veya bunların yetersiz kaldığıdır. Bu nedenle, Türk Tabipleri Birliği’nin defalarca dile getirdiği sağlıkta şiddeti önleme yasasının bir an önce çıkarılarak şiddet uygulayanlara hapis cezasının yasalaşmasını bir kez daha talep ediyoruz. Bu öneri Türk Ceza Kanuna bir ek maddeyi kapsamaktadır. 

Bu ek madde ile: “Kamunun Sağlığına karşı suçlar: Sağlık hizmetini Engelleme: (1) Sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeline karşı, sağlık hizmeti sunumu esnasında veya verilen sağlık hizmetinden kaynaklanan nedenlerle cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu filler sonucu sağlık hizmeti kesintiye uğramış ise yukarıdaki fıkraya göre belirlenen ceza yarı oranında artırılır. Sağlık kuruluşlarında meslektaşlarımızın güvenliğinin sağlanması için caydırıcı ve önleyici gerçekçi önlemlerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.”

Basın metni için tıklayınız.


 

İstanbul Tıp Fakültesi

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

cerrahpasa_1

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları EAH

Acıbadem Altunizade Hastanesi

Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları EAH

Acıbadem Atakent Hastanesi

Kartal Dr. Lütfi Kırdar EAH

Kartal Nergis ASM

Acıbadem International Hastanesi

Zeynep Kamil EAH

Koç Üniversitesi Hastanesi

Acıbadem Ataşehir Tıp Merkezi

Acıbadem Maslak Hastanesi

Acıbadem Tıp Merkezi (Bağdat Caddesi)

Acıbadem Kadıköy Hastanesi

 

 


Bu HABERİ Paylaş!