Depremde Hasar Gören Fakülte Binalarımız Hızla ve Yerinde Yapılandırılmalıdır


  • Ekim 04, 2019
  • 2537

İstanbul’da 26 Eylül 2019 günü meydana gelen depremin İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, İstanbul Dişhekimliği Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi binalarında ciddi hasarlara yol açması sonrası “Depremde hasar gören fakülte binalarının acilen, yerinde yapılandırılması” talebiyle ortak bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

4 Ekim 2019, Cuma günü 12.30’da İstanbul Tıp Fakültesi önünde, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, İstanbul Eczacı Odası ve SES Aksaray Şubesi’nce yapılan ortak basın açıklamasına meslek odalarının yönetici ve üyeleri, Çapa yerleşkesinde görevli çok sayıda çalışan, öğrenci ve vatandaş katıldı. Açıklamaya Çapa esnafı da destek verdi. Açıklamada “Çözüm Hemen Şimdi” Depremde Hasar Gören Fakülte Binalarımız Hızla ve Yerinde Yapılandırılmalıdır” pankartı açılırken, “Yaşatırken Ölmek İstemiyoruz”, “Çapa Yerinde Yapılansın” sloganları atıldı.

Etkinlikte ilk konuşmayı İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk yaptı ve şunları söyledi: “Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da iki deprem meydana geldi; özellikle 26 Eylül’de yaşanan çok ciddi olarak hissedildi. Bizlere 1999 yılında yaşadığımız o büyük felaketi hatırlattı. Her birimiz endişelendik, telaşlandık, bir can kaybının olmaması tesellimizdi. Ama aslında 20 yıldır bu ülkede, bu şehirde depreme karşı herhangi bir önlem alınmadığını, yalnız başımıza olduğumuzu, can güvenliğimizin olmadığını, bizatihi depremlerde sağlık hizmeti vermesi gereken sağlık kurumlarının bile aslında sağlıklı olmadığını, depreme hazır olmadığını gördük. İlk başta yetkililer, İstanbul Üniversitesi için herhangi bir sorun olmadığını, hayatın akışının olağan devam edeceğini söylediler. Ama biz hiç de öyle olmadığını, içinde yaşayan, çalışan insanlar olarak biliyorduk. Tepkilerimizi gösterdik. Yetkililerin de yavaş yavaş sorunu kavramaya başladığını sevinerek görüyoruz. Özellikle 26 Eylül’deki depremde İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde can güvenliğini tehdit edecek boyutta önemli hasarlar olduğu açıklandı. Biz de bugün İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, İstanbul Eczacı Odası ve SES Aksaray Şubesi olarak, bütün öğretim üyesi arkadaşlarımız, meslektaşlarımız, bütün öğrencilerimizle birlikte, kurumlarımıza sahip çıkmak, bir an önce çözüm üretilmesi, hastalarımız ve çalışanların can güvenliği sağlanarak, hizmeti aksatmadan çözüm üretilmesi için buradayız.”

Açılış konuşmasının ardından basın açıklamasını gerçekleştiren kurumların yöneticileri söz aldı. 

İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Turhan Atalay: “Bundan 20 yıl önce önemli bir felaket yaşadık, İstanbul da bundan çok etkilendi, binalarımızın, özellikle kamu binalarının ciddi bölümü hasara uğradı. O günlerde hasar durumu belirlenmişti fakat ne yazık ki devleti yöneten insanlarımızın anlayışı nedeniyle hiçbir tedbir alınmadı. Ancak yapılan başvurularda bu binalarda ciddi, bilimsel incelemelerin yapılması istendiği halde ne yazık ki 2013 yılına kadar, özellikle İstanbul Tıp Fakültesi’nde önemli bir inceleme yapılmadı. 2013 yılında yapılan ciddi deprem incelemesinde, İstanbul Tıp Fakültesi’nde bulunan 102 binanın 57’sinde hasar olduğu, bunlardan 17’sinde çok ciddi hasarlar olduğu ortaya çıktı. Bir an önce hasarlı binaların yerinde yapılması için girişimlerde bulunuldu, anlaşmalar yapıldı, ancak bu anlaşmaların gereği yapılmadı. 2015 yılında da yeniden birtakım girişimlerde bulunuldu fakat ne yazık ki 26 Eylül depreminde aklımızı başımıza getirdi. Geçmişte sonuçsuz kalan başvurularımızı yeniden yapma imkanı oluştu. Bu binaların Çapa yerleşkesi içinde yeniden, yerinde yapılandırılmasını istiyoruz, bunun için mücadele veriyoruz.”

İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan: “Avcılar biliyorsunuz ağustos depreminde ciddi bir yara aldı, fakültemiz de ciddi yara aldı. Son günlerde yaşadıklarımız aslında bu ülkede şans eseri yaşadığımızı açığa çıkardı. Öyle ki önce derslerin yapılabileceği söylendi, ardından az hasarlı olarak bildirilen valilik açıklaması geldi, daha sonra ise acilen boşaltın denildi. Şu anda arkadaşlarımız orada özel eşyalarını almaya çalışıyorlar. Avcılar gibi deprem açısından büyük risk taşıyan bölgelerde özel önlem alınması gerekiyordu ama 20 senedir biz öğrencilerimizle birlikte risk altında yaşamışız. Biz sürekli insan canından bahsediyoruz, unutmayın ki hayvanlar da bu dünyanın bir parçası, onlar da can. Hayvanlarla ilgili hiçbir adım atılmıyor. Bu aslında toplum sağlığıyla ilgili bir konu. Umuyorum ki yerinde bir dönüşümle, planlamayla yenilenir. Mevcut hantal binaların yerine daha fonksiyonel yapılar gelir. Bir diğer sorun da şu; İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesinin sıkıntısını bu deprem sürecinde de yaşadık. İki ayrı rektörlük olması, bürokratik süreçlerin uzaması sıkıntı oluyor.”

İstanbul Eczacı Odası Genel Sekreteri Ecz. Şeker Pınar Özcan: “Biz İstanbul Eczacı Odası olarak 20 yıl önce, 99’da çok büyük acılar çektiğimiz depremden sonra, bugün bu noktada olmaktan büyük üzüntü duyuyoruz. O şiddetteki bir felaketten sonra bütün önlemlerin alınmış olması, binaların güçlendirmelerinin ya da yapılandırılmalarının sağlanmış olması gerekiyordu ama maalesef genel alışkanlıklar, siyasi ihmaller sonrası şu anda yeniden aynı noktadayız. Eczacılar olarak bizim dileğimiz şehrin göbeğinde, senelerdir hizmet vermiş, can kurtaracak insanların çalıştığı Çapa Tıp Fakültesi’nin tüm yerleşkelerinin acilen, yerinde yapılandırılmasıdır.”

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Aksaray Şube Eş Başkanı Güneş Cengiz: “Bizler bu üniversitenin memur ve işçi çalışanları olarak sağlık hizmetinin bir parçası olarak, zor şartlarda hizmet veriyoruz. Ama şu an can güvenliğimiz olmadan insanların hayatlarını kurtarmaya çalışıyoruz. Cerrahpaşa ve Çapa’nın içerisinde birçok binanın depreme karşı hasarlı olduğunu zaten biliyorduk. Son birkaç gün içinde rektörlükte yapılan toplantılarda, yönetim tarafından yapılan toplantılarda hala teknik raporların hazırlanamadığı, bunların çok uzun süreceği söylenmekte. Çapa bizim için sadece bir işyeri değil, hayatın ta kendisidir.”

Çapa Esnafları Dayanışma Derneği Başkanı Eczacı Tümerkan Altuğ da basın açıklamasında bir konuşma yaptı ve şunları söyledi: “Çapa Tıp Fakültesi bir mabet; 200 yıllık bir mabet. Bizim isteğimiz eğitime ara verilmeden yerinde yapılandırılması. Türkiye’nin en kıymetli hocaları burada, en zeki çocukları burada. Yerinde yapılanma öyle zor değil. Bir de buranın çok yiğit esnafı var. Hastane buranın kalbi, Çapa, Çapa’nın esnafı bu hastaneyle nefes alıyor. Bu insanlar da mağdur edilmesin. Bizler diyoruz ki ‘Taş yerinde ağırdır’, yerinde kalsın.”

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip: “Can güvenliğimiz ciddi anlamda tehdit altında. Yıllardır tehdit altındaydı ama herhangi bir girişim yapılmadı. Buranın yerinde yapılandırılması için bütün projeler hazır. Hemen adım atılabilir, otoparklar boşaltılır, depreme dayanıklı  binalar kurulabilir ve hizmet de eğitim de aksamadan burası yerinde yapılandırılabilir. Bunun mümkün olduğunu bilelim ve bunu savunalım” dedi ve ortak basın açıklamasını kamuoyuyla paylaştı.

Yapılan açıklamada şunlar dile getirildi: “Bizler, burada bulunan sağlık emekçileri, hekimler, diş hekimleri, veteriner hekimler, eczacılar; hep birlikte bilimin gereklerinin yerine getirilmesi için İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa rektörlüklerine çağrımızı seslendiriyoruz. En kısa zamanda öğrencilerin, çalışanların ve hastaların can güvenliğini güvence altına alacak önlemlerin alınmasını talep ediyoruz. Bu ertelenemez bir zorunluluktur.  Şiddetli bir depremi bekleyen 15 milyonluk bir kente hizmet etmek üzere kesintisiz sağlık insan gücü yetiştiren bu kurumları gözden çıkarmak bu kenti gözden çıkarmak anlamına gelir. İdari olarak ayrılsa da kökleri birbirine sarmalanan bu iki eğitim kurumunu yıkıma terk etmek anlamına gelecek gecikmeler ve oyalanmalar için artık süre dolmuştur. Zamana karşı bu yarışı kazanabilmek için çalışanların, öğrencilerin de içinde olduğu hızlı hareket eden kriz masaları kurulmalıdır.

Zamana karşı bu yarışı kazanabilmek için bütün İstanbulluları,  ses çıkarmaya, sosyal medya kampanyalarına destek vermeye çağırıyoruz. Bu kurumlarda can güvenliğinin en kısa zamanda sağlanması için henüz mevcut olmayan projelerin peşinde hayal kurmaktansa somut adımların derhal atılmasını talep ediyoruz.   

Can güvenliğimizin ivedilikle sağlanmasını izleyerek yeniden inşa sürecinin İstanbul Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi’nin eğitim ve hizmet bütünlüğünü koruyacak biçimde gerçekleşmesini talep ediyoruz. Depremi fırsata çevirerek İstanbul Tıp Fakültesi’ni yerinden, yurdundan uzaklaştırıp Hasdal’a taşıma girişiminden vazgeçilmelidir. 

Beklenen deprem kentin kapısını çaldığında, değil Hasdal gibi uzak bir lokasyona, bitişik sokaklara bile ulaşmanın saatler alacağı koşullarda, 3.000 yetişkin tıp öğrencisi, 2.000 uzmanlık öğrencisi, uzman ve öğretim üyesi, binlerce deneyimli hemşire, laborant, teknisyeni ile dev bir hizmet ünitesinin, kentin erişilmesi zor bir köşesine itilmiş olmasında kamu yararı yoktur. 15 milyon insanın sağlık hizmetine erişebilmek için çaresizce kıvranmasına seyirci kalmak istemiyoruz. Bu nedenle halihazırda mevcut olan, bilimsel temellerde geliştirilmiş projenin en kısa zamanda hayata geçirilmesini talep ediyoruz.

Çözüm hemen şimdi. Çünkü yarın çok geç olacak. Ve kaybeden Türkiye olacak.”

Açıklamanın ardından, 27 Eylül’den bu yana İstanbul Dişhekimliği Fakültesi önünde, güvenli binalarda, güvenlikli ortamda eğitim talebiyle başlattıkları oturma eylemini  sürdüren öğrencilerin yanına yüründü. Burada İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Dr. Turhan Atalay öğrencilere yönelik bir konuşma yaptı ve  gösterdikleri tavır ve kararlılık için kutladı.

Yine sağlam binalarda, sağlıklı ortamlarda eğitim görme talebiyle fakülte önünde stand kuran, imza toplayan İstanbul Tıp Fakültesi öğrencilerinin yanına gidildi. Öğrenciler adına söz alan Berfin Ezgi Öge şunları dile getirdi: “Desteğiniz için çok teşekkür ederiz. Bizler bugün Öğrenci Meydanı’nda toplandık, bir dilekçe kampanyası başladık. Öncelikli talebimiz buradan tahliye edilip güvenli ortamlarda eğitim görmek oldu. Yönetimin uygun görülen ve sunulan önerileri tartışmasını ve bir an önce bize kararı bildirmesini bekliyoruz. Hocalarımızın önerilerinin dikkate alınmasını, yönetimin sesimizi duymasını istiyoruz.”

Yapılan konuşmaların ardından basın açıklaması sona erdi.

Basın metni için tıklayınız.


Bu HABERİ Paylaş!