90. Yaşımızı Tarihi Başkanlarımızdan Dr. Erdal Atabek’le Kutladık


  • Kasım 20, 2019
  • 2167

İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) kuruluşunun 90. Yılında hekimler eski TTB Başkanlarından Dr. Erdal Atabek’in konuşmacı olduğu konferansta bir araya geldiler.

19 Kasım 2019, Salı günü İTO Cağaloğlu binasında gerçekleştirilen toplantıya aralarında eski ve yeni İTO ve TTB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda hekim katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan İTO Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk şunları söyledi: “90. Yaş gününe hoş geldiniz. Meslek örgütümüz, mesleğimizin yüz akı, kutup yıldızı İTO 90 yaşını doldurdu, bugün bu vesileyle bir aradayız. Kurumların tarihi son derece önemlidir. İTO, 11 Nisan 1928 tarihli Tababet ve Şubatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 14. Maddesine dayanılarak 6 Mart 1929’da kabul edilen Etıbba Odaları Nizamnamesiyle kuruldu. O dönem 9 Etibba Odası kuruluyor, bunlardan 3. Mıntıka Etıbba Odası da İstanbul’da. Elimizdeki defterdeki ilk kayıtsa; 18 Teşrinisani 1929, yani 18 Kasım 1929. Bu tarihi esas alarak meslek odamızın 90 yaşını doldurduğunu biliyoruz. Biz de bu vesileyle kuruluş yıldönümü toplantımızı düzenledik. İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği tarihiyle ilgili bir toplantı düzenleyince ilk aklımıza gelen isim TTB’nin tarihi başkanlarından Dr. Erdal Atabek oldu. Kendisi SSK Genel Müdürlüğü, Çalışma Bakanlığı Müsteşarlığı gibi değişik görevlerde bulundu ama bizler için en önemlisi 1966-1984 yılları arası sürdürdüğü TTB Başkanlığı oldu. Erdal Abiyle salt tabip odaları değil ama aydınlanma, hekimlerin bu aydınlanma sürecindeki rolleri, tabip odalarının gelişimi, aktaracağı deneyimler üzerine sohbet edeceğiz.” 

Dr. Osman Öztürk açılış konuşması ardından Dr. Erdal Atabek’i kürsüye davet etti.

Dr. Erdal Atabek yaptığı konuşmasına; “ Burada eski Oda başkanlarını, yeni başkanları, eski TTB başkanlarını, yöneticilerini görüyorum. Bu isimler hem tarihimizdir, hem coğrafyamızdır. Burada yaptığımız çalışmalar, hepimize gurur veren işlerdir. Tarihimize baktığımız zaman da bizim en büyük hedefimiz kuruluşumuzun bağımsız, özerk bir kuruluş olmasıydı.” diyerek başladı ve TTB bünyesinde yürüttükleri mücadeleyi geçmişten bugüne uzanan ilkeler bütünü üzerinden aktardı. Dr. Erdal Atabek şunları dile getirdi: “Türk Tabipleri Birliği Kanunu 1953 yılında çıkmıştır. Mühendis Mimar Odaları Birliği, Eczacılar Birliği kanunları da o dönemde çıkmıştır. 1953 yılı, 1950 yılında iktidara gelmiş olan Demokrat Parti’nin dönemidir ve 1953 yılında bence o dönemde bu kanunların çıkarılmasının nedeni hükümetin meslek kuruluşlarını kendi yörüngesine sokmak isteğiydi. Bu durum Mimar Mühendisler Odaları Birliği ve Eczacı Odaları Birliği için de geçerliydi. Ama hükümetin düşündüğü gibi olmadı. Biz 1965 yılında Merkez Konseyi’ne seçildiğimizde Başkan Rüknettin Tözüm’dü. Daha sonra kendisi ve ekibi ayrıldı. 1966 yılında yapılan bir Merkez Konseyi toplantısında arkadaşlarım beni Başkan seçti. 1967 yılındaki seçimde de yine seçildim. Biz daima TTB’nin siyasi iktidarlardan ayrı, özerk bir yapı olmasını savunduk. Göreve geldikten kısa süre sonra 1219 sayılı kanunun değiştirilerek TTB yetkilerinin geliştirilmesini hedefledik. Tayin, nakil yetkisi, hekim maaşlarının tespiti yetkisi gibi talepler oluşturduk. Bu taleplerimiz hükümetçe kabul görmeyince 1967 yılında kitlesel bir ‘Beyaz Önlüklüler Yürüyüşü’ düzenledik. Çok etkili, başarılı bir yürüyüş oldu. Meydan okuyan bir TTB olduk. Hükümet TTB yönetimini değiştirmeye çalıştı, biz de özerkliğimizi korumak adına etkili bir demokrasi mücadelesi yürüttük.”

Dr. Erdal Atabek bir çalışmanın başarıya ulaşması için; felsefe, yol haritası, stratejiye dayalı taktikler, uygulamalar ve değerlendirme bütünlüğünün kurulması gerektiğini dile getirdiği konuşmasında, taktiklerin hiçbir zaman felsefenize ve ilkelerinize ters düşmemesi gerektiğini vurguladı. 

Dr. Atabek TTB’nin özerk yapısının en zor zamanlarda dahi birliğin canlı, ayakta kalmasını sağlayan bir özellik olduğunu hatırlattı ve şunları aktardı: “12 Eylül 1980’de tabip odalarımızı kapattılar. Darbeden 1 ay önce ağustos ayında tutuklandık, Türkiye çapında 3 günlük, çok başarılı bir iş bırakma eylemi yapmıştık. Hükümetler ümitlendiler TTB’yi ve odaları ele geçirmek konusunda. Ama TTB Büyük Kongresi yapıldığında ben hapisteyken Başkanlığa seçildim. Bu şekilde alt edemeyince kanun değişikliğine giderek TTB Merkez Konseyini Ankara’ya aldılar ve Merkez Konseyine seçilmek için Ankara’da oturma şartı getirdiler. Biz de Nusret Fişek Hocamızı Başkanlığa seçtik. Biliyorsunuz Nusret Hocamızın Başkanlığındaki Merkez Konseyi savaşa karşı olmak suçlamasıyla yargı önüne çıkartılmıştı. Aradan uzun yıllar geçti ve Raşit Tükel Başkanlığındaki Merkez Konseyi de ‘Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur’ açıklaması sebebiyle yargılandı. Bu da gösteriyor ki TTB’nin özerk yapısı, duruşu hiç değişmemiştir.”

Dr. Atabek’in konuşması ardından katılımcıların soru ve katkılarının alınmasıyla konferans sona erdi . Konferansın ardından düzenlenen kokteylse farklı yaş gruplarından hekimleri buluşturdu.


Bu HABERİ Paylaş!