Hekimlik, toplum sağlığı ve vatan savunmasının kader birliği - Cumhuriyetçi Hekimler


  • Hekim Sözü Temmuz-Ağustos 2020
  • 1155

PDF formatında okumak için tıklayınız.

Sürdürülebilirliği Emperyalizmin siyasi, mali, askeri desteğine muhtaç Cumhuriyetimizi tasfiye programının önemli ayağı ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın iki temel direği:

Devletin Sağlık Görevinden çekilmesi ve Sağlıkta Performans çökmüştür.

1- Son yirmi yılda yoğunlaşan Özelleştirme, Yerelleştirme, Açılım-Çözüm-Barış politikaları ile birlikte yürütülen ‘Devletin sağlık görevinden çekilmesi projesi’:
• Başkan, Genel Sekreter, Hastane Yöneticisi unvanlı Derebeylerin keyfi-zorba-müsrif yeni ortaçağ yönetimi altında, Ekonomik krizden hızla etkilenen özerk idari-mali yapısının ağır sorunları; Vatan savunmasını mecburiyetinin, kamu sağlık hizmetlerini sürdürme ve emekçilerle ittifak zorunluluğu ile birleşerek, sürdürülemez hale gelmiş:
• 2017’de çıkan 694 sayılı kararname ile 2011’de Sağlık Bakanlığı dışına çıkarılan Sağlık Hizmet Kurumları, Bakanlığın içine taşınarak; Bütünlüğü bozulan sağlık hizmetleri yeniden Devlet yükümlülüğü kapsamına girmiş ve merkezi olarak tek elden, sunulmasının yoluna girilmiş;
• Hastanelerde nitelikli hizmet bütünlüğünü bozan, çalışma barışını ortadan kaldıran taşeron sistemi iptal edilerek; kadrolu kamu işçiliği başlatılmıştır.

2- Pandemi, ek sorunlar yarattığı gibi, sağlık sektöründeki sorunların çözümünde kamu yararı gerçeğini dayatıyor:
• Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Pandemi mücadelesini, sürecin çok erken safhasında oluşturduğu Bilim Kurulu rehberliğinde başarıyla yönetti ve yönetmeye devam ediyor. Hükümet-Üniversite ilişkisinde yaşanan karşılıklı tutukluk, Vatan Savunması Mücadelesinin yarattığı iklimde Pandeminin de katkısıyla, Cumhuriyetin Bilim-Üniversite Birikimi ile açık bir ittifaka dönüştü.
• Tüm tahribatına rağmen kamucu gelenekleri güçlü olan sağlık sistemimiz, her vatandaşına, ayrımsız, kesintisiz ve ücretsiz her tür tedaviyi özel sektör de dahil olarak sunabilen, kamu yararı hedefine sadık kaldığı ölçüde başarılı yürütülen bir hizmet verilmiş ve sürdürülmektedir.
• Üretimi durdurmayan Emekçiler, kardeşlerinin yaralarını saran Sağlıkçılar ve onların güvenliğini yurt içinde ve dışında sağlayan Ordumuz ve Emniyet güçlerimiz, hepsi canlarını ortaya koyarak mücadelenin kahramanları olmuş ve saygıyla, ayakta alkışlanmayı hak etmişlerdir.

3- Pandemi Sağlık hizmetinin bir kamu hizmeti olması gerektiğini bütün dünyaya öğretti. Bu süreç Türkiye’de kamucu anlayışın dışına çıkan bazı uygulamaların yerine daha etkin, daha güvenli çalışan bir sağlık sisteminin uygulanmasını neredeyse zorunlu hale getirdi:
• Sağlıkta Dönüşüm Projesinin 2. temel ayağı Sağlıkta Performans, Pandemi ile birlikte sürdürülemez hale gelmiş ve çökmüştür. Performans, aşırı çalışma sonucu hasta-hekim ilişkilerindeki güveni tamamen ortadan kaldırması nedeni ile de şiddetin ana kaynağı olmuştur. Ülkemizde sağlık teknolojileri tüketiminin ithalat bağımlılığının %80 olması ekonomik kriz şartlarında aşırı çalışmaya dayalı sistemlerin sürdürülebilirliğini olanaksız hale getirmiştir.
• Performans sisteminin kaldırılıp yeni bir ücretlendirme ve çalışma ortamının kurulması elzemdir. Bu yapılana kadar ilk üç ayda uygulanan sabit ek ödemeye Pandemi boyunca devam edilmelidir.
• Pandemi, Birinci Basamağın önemini herkese gösterdi. Filyasyon ve sürveyans uygulamalarının vazgeçilmezliği bir kez daha ortaya çıktı. Aile hekimliği statüsünün Kamuyla gevşek bağı önemli sorunlar ortaya çıkardı; tekrar Kamuya tam entegrasyonu mecburidir ve bu yönünde yasal statüye kavuşturulması kaçınılmazdır.
• Geçmişte Kamu Özel ortaklığı ile yapılan ve hasta-tetkik garantili sözleşmelerle bağlanıp yönetimi CEO’lar tarafından sağlanan Şehir Hastaneleri’nin, bu sözleşmelerinin iptali ve Sağlık Bakanlığının tam yönetimine verilmesi de mevcut halin yasallaştırılmasından ibaret hale gelmiştir.
• İstanbul ve Ankara’daki Şehir hastanelerinin bu yolla Üniversitelerimizle birlikte değerlendirilmesi ve bu muazzam tesislerin 4. Basamak hizmeti veren, dünya çapında klinik mükemmeliyetinde, eğitim ve araştırma merkezlerine dönüştürülmesinin yolu açılmıştır.

4- Efsanevi Sıtma, Trahom ve Tüberküloz mücadeleleri, Toplum Sağlığının kurmay karargahı Hıfzıssıhhalar, Bölge Numune ve Devlet Hastaneleri, Kırsal Türkiye’nin sağlık organizasyonu Sosyalizasyon, Örgütlü emeğin ağırlığı ile yönetilen SSK’lar;
Cumhuriyet’in, bilimin rehberliğinde kamu yararı stratejisi ile önderlik ettiği, büyük toplum sağlığı projeleridir; Ulus-Devletin inşasının asli unsurlarından olarak ve Emperyalizme karşı Vatan Savunmasını güçlendirerek, bugüne ve geleceğimize ışık tutmaktadır.
20. yüzyılda ateşler içindeki mücadelesinin gerçeğinde sınanmış haritamız, en sağlam pusulamızdır.

5- Türkiye’miz, ağırlaşan ekonomik kriz ortamında Pandeminin hızlandırdığı büyük ve olumlu bir dönüşüm içine girmiştir.
Tarımdan Sanayiye, Eğitimden Kültüre, Sağlıktan Sosyal Güvenliğe, Üretimden Paylaşıma, Tüm temel alanlardaki program, strateji ve eylemlerde kamu yararı zemininde toplumsal sınıfların geniş ittifakını ve çözümü mümkün hale getiriyor. Süreçte gelgitler olacağı ve “Eski Sistem” in bazı dirençler gösterebileceği aşikârdır.

6- “Sağlıkta Şiddetin” de kaynağı olan, kışkırtılmış, bilimsel karşılığı olmayan hizmet talebini denetim altına alarak, Toplumun sağlıklı yaşama ihtiyacını karşılayacak hizmetlere dönüştürmek, Sağlıkta kamu yararını esas alan yapısal dönüşümü gerçekleştirmek:
• Kamu sağlık hizmetlerinin temeli olan Birinci Basamak Kurumlarını güçlendirmeyi,
• Kışkırtılmış hizmet talebinin şiddete dönüşen sopasını kırmayı,
• Hekim emeğinin değerini, ürettiği toplumsal fayda ile ilişkilendirerek korumayı,
• Kutup Yıldızımız köklü Tıp Fakültelerini ayağa kaldırmayı,
• Hekimlerin gücünü seferber etmeyi; gerektirmektedir.
Bu amaçla:
• ASM’lerin, tüm personeli kadrolu yapılarak idari ve mali olarak Sağlık Bakanlığı kapsamına alınması,
• Aile Hekimlerinin sayısını hızla arttırarak, iş yüklerinin güvenli ve etkin hizmet hedefi ile düzenlenmesi,
• Kamu Hastanelerinin görevlerini, Birinci Basamağın hizmet ve sürekli eğitimini destekleyecek şekilde düzenleyerek, Sevk Zinciri’nin yolunun açılması,
• Birinci Basamağın, hizmet sunumundaki önemini öne çıkararak, Toplum nezdindeki güven ve saygınlığının güçlendirilmesi,
• Kamuda Döner sermaye ek ödemesini sabitleyerek temel ücret kapsamına alınması; Performansın, toplam ücretin %20’lik bölümünü aşmayacak şekilde düzenlenmesi;
• Asistan hekimlerin, sabit ek ödemesini iki kat arttırarak, performans kapsamından çıkartılması; hedeflenmelidir.
• Tıp Fakültelerimizi:
Yüz binlerce sağlık emekçisinin, meslek, lisans, lisansüstü ve sürekli eğitimlerinin yapıldığı;
Tıp biliminin olanaklarını, Türkiye’nin kaynakları ile birleştiren; güvenli sağlık hizmetinin ihtiyacı olan bilgi ve yöntemleri geliştiren, toplumsal yararı yüksek araştırmaların yönetildiği;
Klinikleri, dördüncü basamak hizmetin ihtiyaçlarını sağlayan;
Güçlü Kamu Kurumlarına dönüştürecek idari-mali hukuka ve kaynağa kavuşturmak, hedeflenmelidir.
• Kamu kaynaklarını, Güvenli sağlık hizmeti hedefi ile etkin ve verimli kullanmanın en önemli güvencesi, başta hekimler olmak üzere sağlık emekçilerinin, söz ve karar sahibi olarak yönetime katılmasıdır.
Bu amaçla:
Kamu sağlık kurumlarında, mevcut yasal kurulları çalıştırmak,
Kurul üyelerine, görevleri ile ilgili dokunulmazlık güvencesi sağlamak,
Seçimle gelen kurul üyelerinin, meslektaşlarınca denetlenebilmesi, hedeflenmelidir.

7- Sağlıkta yeniden yapılandırma mecburiyetine Hekimlerin birikim ve enerjisini katmak,
Anayasal kamu kurumu niteliğindeki Meslek Kuruluşumuz TTB ve Tabip Odalarının
yüzseksenbin meslektaşımızın topyekûn seferberliğini sağlayacak güce erişmesini gerektirmektedir.
Bu amaçla:
• Sağlık Bakanlığı tarafından Tıp diploması onaylanmış tüm hekimlerin, mesleğini icra ettiği kuruma bakılmaksızın Tabip Odası üyeliği zorunlu olmalıdır.
• Çoklu Meslek Kuruluşu kabul edilemez. TTB ve Tabip Odalarının bölünmeye değil, tam tersine, farklı program ve stratejilerin hekimler tarafından benimsenme oranında temsil edildiği güçlü kurumlara dönüşme ihtiyacı vardır.
Türkiye’nin sağlığını koruma ve geliştirmeye görev andı içmiş Türk Hekimlerinin Anayasal Meslek Kuruluşu TTB -Tabip Odalarının, Sağlıkta yeniden yapılandırma sürecine, örgütlü hekim gücünün müdahalesi ve kılavuzluğu ile en önde katkı vermesi hayati önemdedir.
Hekimlik, Toplum Sağlığı, Kamu yararı ve Vatan Savunmasının tek bir denklemin birbirini etkileyen değişkenleri olduğu bilinciyle;
Bilimin Işığında; Hekimin Onuru, Milletin Sağlığı yolunda; Güvenli Hekimlik ve Adil Paylaşım hedefinde; Birlik, Müzakere, Mücadele; Başarının anahtarıdır.

 


Bu İÇERİĞİ Paylaş!