4 Şubat Dünya Kanser Günü Kanser Erken Tanısı, Tedavisi Ve Bakımındaki Eşitsizlikler Giderilmelidir


  • Şubat 04, 2023
  • 841

Küresel kanser yükü nüfus ve sosyo - ekonomik risk faktörleri nedeniyle giderek artmaktadır. GLOBOCAN verilerine göre 2020 yılında dünyada 19,3 milyon yeni kanser vakası ve 10,0 milyon kanser ölümü mevcuttur. Dünya Kanser Günü’nün amacı kanser farkındalığının arttırılması, erken tanı, tedaviye erişim önündeki engellerin kaldırılması için mücadeleyi teşvik etmek ve iktidarlara baskı uygulamaktır. Uluslararası Kanser Kontrol Birliği (Union for International Cancer Control -UICC) 2022-2024 dönemi temasını ‘kanser bakımında ülkeler arası ve ülke içi eşitsizlikler ve farkın kapatılması’ olarak belirlemiştir.

Düşük gelirli ülkeler ile yüksek gelirli ülkeler arasında erken tanı ve tedaviye erişim gibi konularda büyük eşitsizlikler yaşanmaktadır. Kanser nedeniyle gerçekleşen ölümlerin yaklaşık %70’i düşük ve orta gelirli ülkelerde görülmektedir. Dünyadaki kanser erken tanısı ve tedavisindeki gelişmelere rağmen maalesef dünya nüfusunun yarısı yeterli sağlık hizmetinden yoksundur. Eşitsizlikler hem kanser olmayı hem erken tanısını hem de kanserli hastanın güncel nitelikli tedaviye ulaşımını ve yaşam süresini etkilemektedir. Covid-19 pandemisi döneminde yaşanan erken tanı ve tedaviye erişim güçlüğünün sonuçları henüz bu rakamlara yansımamıştır.
Ülkemizde Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (HSGM) tarafından yapılan Türkiye kanser istatistikleri (2017) ne yazık ki güncel değildir. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye’ye ilişkin tahmini GLOBOCAN 2020 verilerine göre Türkiye’de 2020 yılında 233.000 yeni vaka ve 126.000 kanserden ölüm gerçekleşti.

Sigara, sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite azlığı gibi davranışsal ve diyetsel etmenler ve hava kirliliği gibi çevresel karsinojenlere maruziyet kanser riskini arttırmaktadır. Gelir ve eğitim durumu, yaşanan bölge, yaş, cinsiyet, etnik köken, ırk gibi nedenlerle ayrımcılığa uğrama, sağlık hizmetine erişim, savaşlar, göçler kanser bakımını etkileyen diğer faktörlerden bazılarıdır. Oysa kanser yapıcı risk faktörlerinden kaçınarak kanserlerin %40-50’si önlenebilir, erken tanı ve doğru tedaviyle %65’i tedavi edilebilir. Dünya kanser epidemisi ile mücadele çok yönlüdür. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tüm kanserlerin %80’ini doğrudan ve dolaylı çevresel faktörlerle ilişkilendirmektedir. Bu nedenle, çevresel faktörlerin kontrolü ve koşulların iyileştirilmesi; kanser ve kanser ölümlerinin kontrol edilmesinde önemlidir. Tüm bunların sağlanabilmesi için sağlık sistemleri de toplumun sağlık hakkını ve halk sağlığını önceleyen şekilde yapılandırılmalıdır.
Tüm insanların nerde doğmuş, büyümüş, hangi yaş ve ülkede olursa olsun kanser yapıcı etmenlerden arındırılmış bir yaşam süremeye; tüm kanser hastalarının nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti almaya hakkı olmalıdır. Kim olduğunuz, nerde yaşadığınız ne kadar süre yaşayacağınızı belirlememelidir.

Ülkemizdeki durum;


· Ülkemizde iktidar kanser yapıcı çevresel etmenlere yönelik önlem almak bir yana çevre kirliğini arttırıcı girişimlerde bulunmaktadır. Yeşil alanların yok edilmesi, hava kirliliğine karşı yeterli önlem alınmaması, kullanılan fosil atıklar, sanayi atıklarının denetlenmemesi, kentsel dönüşüm adı altında binaların önlem alınmadan yıkılması, termik santrallerin sınırsız çoğaltılması kanserojen maddelerin ortama salınımını arttırmaktadır.
· Tütün ve tütün mamulü kullanımı ile yapılması gereken mücadelede aksamalar mevcuttur. Bu konuya tekrar gerekli önem verilmelidir.
· Kanser taraması, erken tanısı ve tedavisinde; pandemi gibi olağandışı koşullara hazırlıklı bir sağlık sistemi kurulmalıdır.
· Güncel, doğru ve güvenilir kanser verilerine erişimde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Kanserle ilgili gerekli önlemlerin alınabilmesi için de sağlık verilerinin doğru bir şekilde toplanması, güncel olarak şeffaflıkla paylaşılması gerekmektedir. Bir an önce ülkemiz kanser verileri, bölgeler arasındaki sağkalım verileri toplumla ve bilim insanlarıyla paylaşılmalıdır. Bilim insanlarının 2017’nin verileriyle 2023’ü tahlil etmek zorunda kalmaları kabul edilemez.
· Ne yazık ki kanser taraması tüm nüfusa ulaşmamaktadır. Erken tanı için gerekli alt yapı tüm toplumu kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Kanserden korunma programları yetersizdir. 1. Basamak sağlık hizmetleri, kanserden korunma, kanser konusunda bilgilendirme ve erken tanıyı sağlayacak şekilde yapılandırılmalıdır. Birçok Avrupa ülkesine nazaran ülkemizde tarama amacıyla mamografi, smear yaptıran kadınların yüzdesi düşüktür. KETEM’lerin alt yapısı güçlendirilmeli ve nitelikli sağlık personeli sağlık çalışanları açısından nitelikli bir şekilde sayısı arttırılmalıdır.
· Kapsamlı kanser merkezleri ve güncel tedaviye erişim yetersizdir. Kanser tedavisi birçok uzmanlık alanı ile birlikte yapılabilir. Tek doktorun her sorunu çözmesi anlayışından vazgeçilip sürekliliğin sağlandığı, tüm ilgili uzmanlık alanlarını içeren kapsamlı kanser merkezlerinin sayısı arttırılmalı ve ülke çapında yaygınlaştırılmalıdır. Ulaşma güçlüğü yaşayan hastaların bu merkezlere ücretsiz taşınmaları ve ihtiyaç halinde barınma sorunları kamu tarafından karşılanmalıdır.
· Pandemi koşulları nedeniyle alması gereken sağlık hizmetini ertelemiş; yurttaşların tarama, tanı ve tedavi ihtiyaçları karşılanamamıştır. Pandeminin sınıfsal eşitsizlikleri artırmasının getirdiği kötü beslenme, sağlıksız çalışma koşulları, işsizlik, eve kapanma iç mekân hava kirliliğine daha çok maruz kalmamız kanser riskini ve ileri evrelerde başvuruyu arttırmıştır. Kapsayıcı ve pandemi gibi olağan dışı durumlara cevap veren bir sağlık sistemi kurulmalıdır.
· Ülkemizde kanser hastaları geri ödemesi olmayan tedavilere erişememektedir. Bu konuda hastalar açmış oldukları yüzlerce dava nedeniyle mağdur olmaktadır. Dünya rehberlerinde yer alan tüm yeni ilaçlar geri ödeme kapsamına alınmaktadır.
· Kanser hastaları için kanser tedavisi dışında da birçok ihtiyacı vardır. Bu konularda onlara destek olabilecek altyapı çok yetersizdir. Kanser Destek Bakım üniteleri yaygınlaştırılmalı ve ücretsiz olmalıdır.
· Kanser araştırmalarına kamudan yeterli kaynak ayrılmalı ve öncelik verilmelidir.
· Sonuç olarak kanserden korunma, erken tanı ve tedavide yaşanan eşitsizlikler giderilebilir. Eğitimin sosyal, çevresel, ekonomik faktörlerin, erken tanıya, doğru ve güncel tedaviye erişimin kanser bakımını ve yaşam süresini etkilediği bilinmelidir. Bunların sağlanmasına yönelik mücadele uzmanlık dernekleri, hasta dernekleri, meslek odaları ile birlikte yürütülerek iktidarın bu konuya yönelik bir politika oluşturması için baskı yapılmalıdır.


Bu HABERİ Paylaş!