İstanbul Tabip Odası Hukuk Bürosu 2004 yılı çalışma raporu


  • Temmuz 05, 2010
  • 5535

 

1- Hukuk büromuz, nisan 2002-nisan 2004 tarihleri arasında, vekil sıfatıyla 73 davayı üstlenmiştir. Bunların bir bölümü nisan 2002 öncesinde başlamış olan davalardır. Nisan 2004 tarihi itibarıyla hukuk büromuz tarafından, vekil olarak takip edilmeye devam edilen dava sayısı 54’dür.

Yargılama konuları farklılık içermektedir.

A) Davaların bir bölümünü İstanbul Tabip Odası vekili sıfatıyla tarafımızdan açılmış olan davalar oluşturmaktadır. Ki bu kategoride;  eğitim hastanelerinde şef ve şef yardımcılığı olmak için gerekli koşulları taşımayan hekimleri atayan  Sağlık Bakanlığı işleminin iptali, İstanbul Üniversitesi’nin doçent ve profesör atamalarında 6 ay yurtdışında bilimsel eğitim koşulu getiren kararının iptali, TTB tarafından kredilendirilen kongre/seminer vb. toplantılara katılan hekimlerin kullandıkları iznin, yıllık izinden mahsup edileceğine ilişkin İl Sağlık Müdürlüğü işleminin iptali gibi, örneklerden de anlaşılacağı üzere, “halk sağlığının ve mesleğin ve meslektaşların korunması” görev ve yetkisinin doğal bir sonucu olan davalar açılmıştır.
Yine bu görevlerin bir gereği olarak; bu kategoride hekim olmadığı için hakkında Onur Kurulu tarafından işlem yapılamadığından ve/veya hekim olmakla birlikte suçun niteliği nedeniyle, ilgili savcılığa Oda adına şikayetçi olunan davalar da yer almaktadır. Organ nakli ticareti yapan hekimler,  kendisini hekimmiş gibi tanıtan tıp eğitimi dahi almamış kişiler, yetkisi olmadığı halde hasta muayene eden, reçete düzenleyen gözlükçüler, Türkiye’de hekimlik yapma izni bulunmayan yabancı uyruklu kişiler ve onları kaçak olarak çalıştıran özel hastane mesul müdürlerine ilişkin yapılan şikayet örneklerinde olduğu gibi. 

B) Davaların bir bölümünü ise,  İstanbul Tabip Odası yönetim kurulu üyelerinin faaliyet ve çalışmaları nedeniyle kaşı karşıya kaldığı soruşturmalar ve  davalar oluşturmaktadır. Ki 14 Mart Tıp Haftası etkinliği çerçevesinde yapılan bildirge okunması ve Atatürk Heykeline çelenk koyulması etkinliği nedeniyle açılan hazırlık soruşturması, Irak’ta Savaşa Hayır Koordinasyonu tarafından düzenlenen ve Oda yönetim kurulu adına bir temsilcinin de yer aldığı tertip komitesine yönelik açılan dava ve 5 Kasım Görevdeyiz etkinliği nedeniyle halen yönetim kurulu üyelerinin tamamına yönelik olarak devam eden hazırlık soruşturması ilk akla gelenler arasında sıralanabilir.

C) Bir bölümü ise İstanbul Tabip Odası’na karşı açılmış olan davalardır. Tabip Odası’nın davalı olarak yer aldığı davaların neredeyse tamamını, onur kurulu tarafından verilen disiplin cezalarının iptali talebiyle hekimlerce açılmış davalar oluşturmaktadır. Bu davalar arasında en ağırlıklı bölüm ise, reklam yasağının ihlali nedeniyle verilen cezaların iptali konulu davalardır.

D) Davaların ağırlıklı bölümünü ise, hekimler adına üstlenilmiş davalar oluşturmaktadır. Ancak bu kategorideki davalar, bir hekim adına üstlenilmiş olsa da,  içeriği ve sonuçları itibarıyla aynı konumda bulunan çok sayıda hekimi ve mesleği etkileyen davalardır.  Tıbbi atık bertaraf ücretlerinin, tıbbi atık üretmeyen branş hekimlerine ve/veya muayenehanesinde atık üretecek işlem yapmayan hekimlere de yöneltilmesi nedeniyle  hekimler adına açılan iptal davaları, “61 yaşında emeklilik” adıyla anılan işlem nedeniyle fiilen kurumu ile ilişiği kesilen ve Anayasa Mahkemesinin kararının ardından göreve başladıktan sonra ise  fiilen çalıştırılmadığı bu döneme ilişkin ek ödemesi yapılmayan hekimin mahrum kaldığı miktarın ödenmesi istemli dava, Maliye Bakanlığı bünyesinde çalışan kurum hekimlerinin mevcut statüsünü değiştiren düzenleyici işlemin iptali aynı işverenin iki ayrı işyerinde iş yeri hekimliği yapan hekimin, part-time çalıştığı için yeni iş arama izninin kullandırılmaması ve toplam ücret üzerinden tek bir kıdem tazminatı ödemesi değil, iki ayrı kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği talebiyle açılan davalar  bu kategoride sıralanabilir.

Ancak hekimler adına üstlenilmiş davalar arasında, hasta ve/veya hasta yakınları tarafından saldırıya uğrayan hekimlerin davaları özel bir ağırlık taşımaktadır.

Keza deontolojik kurallara ve meslek etiğine uygun davrandığı halde hakkında dava açılan yada hakaret vb. davranışlara maruz kalan hekimlerin davaları da, bu başlık altında sıralanabilir. Örneğin gözaltında bulunan kişilere verdiği rapor nedeniyle emniyet görevlilerinin hakaretine maruz kalan,  idare tarafından “beğenilmeyen” raporlar vermesi yada idari kurumlara eleştiren açıklamalar yapması, demeçler vermesi vb. nedenlerle, görevden alınan, ikinci görevi iptal edilen, naklen şehir dışına “sürülen” hekimlerin davaları gibi.

2- Hukuk Büromuz 01.11.2002 tarihinden itibaren Salı ve Cuma günleri, Oda merkezinde bulunmakta ve hekimlere hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Şimdiye kadar 1170 hekim ile görüşülmüş ve hukuki yardımda bulunulmuştur. (Haftanın diğer gün ve saatlerinde, Hukuk Bürosu avukatlarına yapılan müracaatlar bu sayıya dahil değildir.) Bu hizmet, hekimler arasında zamanla öğrenildiğinden olsa gerek, başvurular gün geçtikçe yoğunlaşmaktadır. Görev sınırı her ne kadar, “hekim olmaktan ve mesleğin uygulanmasından kaynaklanan hukuki sorunlara danışmanlık yapmak” olarak tariflenmiş olsa da, geride bıraktığımız süre içerisinde başvuran hekimler adına çok sayıda savunma/ifade/itiraz ve dava dilekçesi  hazırlanmıştır. Bu yöndeki çalışmaların sayısal karşılığını tespit etmek neredeyse imkansızdır.

Başvuru konuları ise, sağlık alanının bütün sorunlarını karşılayacak çeşitlilikte ve farklılıkta olmaktadır. Ancak yine de, işyeri hekimlerinin başvuruları özel bir ağırlık taşımaktadır. Öte yandan örneğin “sınır dışı görevlendirmeler”, Sağlık Bakanlığına bağlı görev yapan pratisyen hekimlerin SSK İrtibat bürolarında görevlendirilmesi, 61 yaşında emeklilik süreci, Ek ödeme ve/veya döner sermaye oranlarında değişiklik yapılması süreçlerinde yada tıbbi atık bertaraf ücretlerinin tebliği edilmeye başladığı günlerde, başvuru konularının ağırlığı esaslı biçimde değişmektedir.

3- Yukarıda sıraladığımız örnek konular ve benzeri işlemler nedeniyle çok sayıda hekim etkilenmiştir/etkilenmektedir. Çok sayıda hekimin mağduriyetine yol açan bu tür işlemlerin yapıldığı dönemlerde, ilgili hekimlerle yapılan hukuki değerlendirme toplantılarının yanı sıra, konuya ilişkin hukuki bilgi ve değerlendirme yazıları hazırlanmaktadır. Keza itiraz dilekçelerinin yanı sıra, dava açmak isteyen hekimler için (ad ve soyadları ile kişisel bilgilerini eklemek suretiyle kullanabilecekleri) dava dilekçeleri oluşturulmakta ve Tabip Odası’nın web sitesinde yayınlanmaktadır. (Bu dilekçelere web sitesi arşivinden ulaşmak mümkündür.)  

4-Yukarıda özetlemeye çalıştığımız görevlerin yanı sıra, önemli görevlerimizden bir kısmını da; Yönetim Kuruluna, sağlık mevzuatı veya İş kanunu, 61 yaşında emeklilik  örneklerinde olduğu gibi sağlık alanını da etkileyecek düzenlemeler/değişiklikler nedeniyle, yazılı ve sözlü hukuki mülakatlar hazırlamak, keza Oda komisyonlarınca düzenlenen toplantılarda hukuki boyuta ilişkin sunuşlar yapmak oluşturmaktadır. Keza Yönetim kurulu ve hukuk bürosu ilişkilerinde koordinasyon ve bilgi akışının düzenli hale getirilmesi ve yönetim kurulu kararlarının oluşturulmasında ihtiyaç halinde hukuki destek sunulabilmesi amacıyla, toplantılara büromuz avukatlarından bir tanesi  katılmaktadır.

Oda’nın hekimlik uygulamaları ve işyeri hekimliği bürolarının talepleri doğrultusunda, kimi zaman hukuki görüş sunulmakta, kimi zamansa özellik arzeden başvuru dilekçelerine cevap dilekçeleri oluşturulmaktadır. Ki büromuzun faaliyet alanları içerisinde önemli bir kategori ve iş yükü açısından ağırlıklı bir bölüm de, bu  başlık altında özetlenmeye çalışılan hizmetlerdir.

5- Geride bıraktığımız süreçte, Onur Kurulu kararları nedeniyle para cezası ve/veya yargılama giderine mahkum edilen, ancak halen ödemeyi yapmamış olan hekim dosyaları, hekimlik Uygulamaları Bürosu ile birlikte yürütülen çalışmalar sonrasında önemli oranda kapatılmıştır. Bu çerçevede sınırlı sayıda hekim için icra takipleri başlatılmıştır.  

6- Son olaraksa 5 Kasım, 24 Aralık, 10-11 Mart Görevdeyiz etkinlikleri sonrasında, tarafımızca yürütülen çalışmalara değinmek istiyoruz. Bu etkinlikler nedeniyle kimi sağlık kuruluşlarında tutanlar tutulmuş, kimi sağlık kuruluşlarında soruşturmalar açılmış, kimi yerlerde savunmalar istenmiştir. 5 kasım nedeniyle sınırlı sayıda hekime disiplin cezası verilmiş, itirazlar yapılmıştır. Ayrıca oda yönetim kurulu ve hastane temsilcilerinden oluşan  5 hekime için de soruşturma izni verilmiştir. Soruşturma izni kararına itirazımız henüz sonuçlanmamıştır.
Bu çerçevede oluşturulan savunma/itiraz/talep vb. tüm dilekçeler, hukuk büromuz tarafından hazırlanmıştır. (24 Aralık etkinliğine ilişkin idari süreç devam etmektedir. 10-11 Mart etkinliği için ise, bildiğimiz kadarıyla idare tarafından henüz işlem yapılmamıştır. )
 
İstanbul Tabip Odası
Hukuk Bürosu


Bu HABERİ Paylaş!