“Elektronik Sağlık Kayıtları ve Hasta Mahremiyeti” Toplantısı Yapıldı


  • Ocak 18, 2013
  • 3682

Sağlık Net2 veri gönderim sistemi ile ilgili yürütülen mücadelenin bir parçası olarak, konunun zarar gören paydaşlarının hukuki ve etik yönden değerlendirme yapmalarını ve çözüm önerilerinin ortaklaştırılmasını amaçlayan  “Elektronik Sağlık Kayıtları ve Hasta Mahremiyeti” konulu toplantı 15 Ocak 2013 Salı günü İstanbul Tabip Odası’nda yapıldı.

Toplantıya İstanbul Dişhekimleri Odasını temsilen Oda Başkanı Dt. Murat Ersoy, İstanbul Barosu’nu temsilen İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezi Başkanı Av. Halide Savaş, Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği  (HAYAD) adına Başkan Yardımcısı Av. Ümit Erdem, Türkiye Psikiyatri Derneği adına Prof. Dr. A.Tamer Aker, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) adına Prof. Dr. Ateş Karateke ve Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği adına Dr. Özay Özkaya katıldı.

Moderasyonunu İstanbul Tabip Odası adına Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ümit Şen’in yaptığı toplantıda kurum temsilcileri sırayla kendileri açısından Sağlık Net2 veri gönderim sistemi ile ilgili görüşlerini ve aldıkları kararları dile getirdi.

İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Dt. Murat Ersoy, mevcut durumda bu bilgilerin verilmemesini  ancak hasta bilgilerinin kişisel bilgilerden arındırılarak (anonimleştirilerek) verilebileceğinin kararını aldıklarını belirtirken,  İstanbul Barosu adına katılan Av. Halide Savaş konunun hukuka aykırılığına ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılmadığına vurgu yaptı.

HAYAD adına Av. Ümit Erdem konu ile ilgili daha önce yapılan bilimsel toplantılarda da ifade ettikleri gibi hasta mahremiyeti ve hakları kapsamındaki hassasiyetlerini dile getirdi.

TJOD adına katılan Prof. Dr. Ateş Karateke bu uygulamayı özellikle serbest çalışma hakkına ve bu şekilde çalışan hekimlere yeni bir dayatma olarak değerlendirdiklerini, dernek olarak konuyu yargıya taşıyarak dava açtıklarını belirtti.

Türkiye Psikiyatri Derneği temsilcisi Prof. Dr.A.Tamer Aker, son dönemde kendi alanlarındaki hastaların suç işleme potansiyelleri nedeniyle özellikle şizofren, psikotik bozukluğu ve madde bağımlılığı olan hastaların polise bildirilmesinin zorunlu tutulduğunu, bunun da hasta mahremiyeti ve hekimin sır saklama zorunluluğu ilkelerini ihlal ettiğini belirtti. Ayrıca bu konuda Sağlık Bakanlığı’na dernek olarak yazılı başvuruda bulunmalarına rağmen gelen yanıtın tatmin edici olmadığını, 663 sayılı KHK'nin 47. maddesinin kendilerine kanuni dayanak olarak gösterildiğini ifade etti.

TPRECD temsilcisi Dr. Özay Özkaya konunun hastalar nezdinde farkındalık yaratılması için hızlı ve ortak hareket edilmesi, kamu spotları ve görsel kampanyalarla desteklenmesi yönündeki görüşlerini aktardı.

Ayrıca katılımcılar;

1.    Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın mevcut durumda aldıkları verileri toplama, işleme ve koruma konusunda yetkinliğinin bulunmadığını,
2.    Önemli kurumların çok özel bilgilerinin çeşitli yöntemler sonucunda toplumda deşifre edilebilir durumda olmasının kişilerin kamuya olan güvenini sarstığını,
3.    Hekimlerin bu verileri kurumsal iradeye bağlı olarak verseler dahi, yasalar karşısında sorumlu olacaklarını, aynı şekilde kurumların da yasal sorumluklarının bulunduğunu,
4.    Konuyla ilgili veri sistemi oluşturacak olan firmaların ilaç firmaları ve diğer ticari kurumlarla olabilecek olumsuz ilişkiler açısından yeterince güvenirlik oluşturamadığını,
5.    Pratikte çok özel verilerin özel sağlık kuruluşları tarafından ticari amaçla hastalara ulaşmak için kullanıldığını,
6.    Bilginin ticari meta haline gelmesinden dolayı ilgili bakanlıkların açıkça elde ettikleri bilgileri pazarlamayı deklere etmelerinin anlamlı olduğunu,
7.    Sorunun yalnızca hekim ve dişhekimlerinin sorunu olmadığı ve çözüm içim toplumun konuya duyarlılık göstermesi ve karşı çıkmasının önemli olduğunu

belirttiler.


Toplantı sonunda TTB ve tabip odaları olarak yapılanlar sıralanarak sürecin bundan sonrası için tüm tarafların birlikte hareket ederek toplumu bilgilendirici, anayasal haklarına sahip çıkmaları konusunda aydınlatıcı bir mücadele yürütülmesi ve- üç aylık erteleme ile ilgili sürenin kısalığı da gözönüne alınarak- hızlı hareket edilmesi için çalışmalara başlanması konusunda mutabık kalındı.


Bu HABERİ Paylaş!