Bu bir hekim/sağlıkçı kıyımı


  • Hekim Sözü Eylül-Ekim 2020
  • 581

PDF formatında okumak için tıklayınız.

Normalde bu yıl Nisan ayında yapmamız gereken İstanbul Tabip Odası seçimini pandemi nedeniyle gecikmeli olarak ve kaybettiğimiz meslektaşlarımızın acısını bir kez daha yüreklerimizde duyarak 16 Ağustos’ta yapabildik.

Pandeminin sürdüğü koşullarda, Ağustos ayında ve birçok meslektaşımızın yıllık iznini kullandığı günlerde yapıldığı için seçime katılım bir öncekine göre azalmakla birlikte daha önceki yılların ortalamasının altında kalmadı. “Demokratik, laik, çağdaş bir ülkede iyi ve onurlu hekimlik” çağrımıza uyarak seçime katılan bütün meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Toplam 5.670 hekimin katıldığı seçimde 2018-2020 dönemi Yönetim Kurulu üyeleri olarak tekrar göreve seçildik. Geçen dönem olduğu gibi önümüzdeki iki yıl da meslektaşlarımızın yanında olmaya; mesleğimiz, meslek onurumuz, mesleki geleceğimiz ve haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bizden hemen sonra Türk Tabipleri Birliği (TTB) 72. Seçimli Kongresi de toplandı ve yeni Merkez Konseyimiz seçilerek göreve başladı. Hepsini kutluyor, hep birlikte başarılar diliyoruz.

Gerek İTO gerekse TTB seçimlerinin bugünlerde ikide bir “TTB kapatılmalı” diyenlere verilmiş en güzel cevap olduğunu düşünüyoruz.

Başka da bir şey söylemiyoruz.

***
TTB ve İTO olarak Sağlık Bakanlığı’nın pandemiyle ilgili verdiği sayıların doğru olmadığını baştan bu yana söylüyorduk. Ancak, itiraf edelim ki bu kadarını biz de tahmin etmiyorduk. Biz Sağlık Bakanlığı’nın sadece PCR pozitif olan vakaları hasta olarak kabul ettiğini sanıyor ve PCR negatif olsa bile klinik ve radyolojik olarak COVİD-19 tanısı konan vakaların da hasta olarak kabul edilmesi gerektiğini söylüyorduk.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 30 Eylül tarihli basın toplantısında açıkladı; meğerse Bakanlık PCR pozitif olanların da sadece semptomlu olanlarını hasta kabul ediyormuş.

COVİD-19 hastalarının yüzde seksen beşinin semptom vermediğini, PCR testinin güvenilirliğinin de ancak yüzde altmışlarda kaldığını hekimler olarak biliyoruz. Kendisi de bir hekim olan Sağlık Bakanı’nın yaptığına tek bir teşhis koyabiliyoruz:
“Dr. Fahrettin Koca vakası!”
***
Geçtiğimiz 14-18 Eylül tarihlerinde TTB’nin çağrısıyla önlüklerimize siyah kurdelalar taktık, hastanelerde, ASM’lerde, İSM’lerde ölen meslektaşlarımız için saygı duruşunda bulunduk, basın açıklamaları gerçekleştirdik.

Eylemlerimizin ana sloganı “Yönetemiyorsunuz! Ölüyor, Tükeniyoruz!”du.

Amacımız sesimizi iktidar sahiplerine duyurmak, hekimleri, sağlık çalışanlarını koruyacak önlemleri almaya çağırmaktı. Ancak gene “kulakların yürekleri sağır”dı.

Oysa meslektaşlarımızı, çalışma arkadaşlarımızı yitirmeye devam ediyoruz. İstanbul Tıp Fakültesi (İTF) 2013 mezunu Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Ahmet Aktaş 7 Ekim’de, İTF 1987 mezunu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Recep Ali Köseoğlu 8 Ekim’de, işyeri hekimi Dr. Salih Kınalı 17 Ekim’de hayatlarını kaybettiler. Ailelerine ve tüm meslektaşlarımıza baş sağlığı diliyoruz.

Bu yazının yazıldığı tarih itibarıyla AKP/Saray iktidarının “siyasi başarı hikayesi” uğruna on sekizi İstanbul’dan elli hekimi, toplam yüz yirmi sağlıkçıyı kaybettik. Ve ne yazık ki, el ele verip durduramazsak kaybetmeye devam edeceğiz.


Bu İÇERİĞİ Paylaş!