Basın Toplantısı - Tıkanan Sağlık Hizmetine Açılan Yan Yol; Yan Dal Uzmanlığı
- Mart 26, 2024
- 848
İstanbul Tabip Odası (İTO) olarak 26 Mart Salı günü, İTO Cağaloğlu binasında düzenlediğimiz basın toplantısıyla yan dal uzmanı hekimlerin özel sağlık kuruluşlarında ana branşlarında çalışamaması sorununa dikkat çektik.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İTO Başkanı Dr. Nergis Erdoğan, Türkiye’de geçtiğimiz 20 yılda yaşananların hekimlerin özlük haklarında, çalışma koşullarında olduğu kadar tıp eğitiminin niteliğinde de önemli bozulmalara yol açtığını söyledi. Dr. Erdoğan, “Tıp eğitiminden başlayarak uzmanlık eğitimine, yan dallara kadar çok fazla sorunla karşı karşıyayız. Liyakatsizlikle, planlamadaki eksikliklerle çok ciddi sorunlar yaşıyoruz” diyerek sözü İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cegerğun Polat’a bıraktı.
Dr. Cegerğun Polat, yan dal uzmanlarının özel sağlık kuruluşlarında ana dalda çalışma hakları ile ilgili İTO’nun 1712 hekimle yaptığı anketin sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Dr. Polat, yan dal uzmanlarının ankete katılım oranının yüzde 70 olduğu bilgisini verdi. Ankete katılanların ayrıca yüzde 67 ile ağırlıklı kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan hekimler olduğunu belirtti.
Toplantıda konuşan Türk Pediatri Kurumu- Çocuk Romatoloji Derneği’nden Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, birçok bilimsel araştırmanın yan dal uzmanlıklarıyla birlikte mümkün olduğunu ifade ederek “bilime katkıyı artıracak bilimsel veriler yan dallarda yapılan bilimsel çalışmalarla mümkün oluyor. Yan dallara girmenin özendirilmesi gerekiyor” dedi. Özellikle iç hastalıkları, çocuk sağlığı hastalıkları, genel cerrahi ve kadın doğumda yan dal kadrosunun boş kaldığını söyleyen Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, yan dalların özendirilerek artırılması gerektiğinin altını çizdi.
Basın açıklamasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Esin Tuncay okudu. Açıklama şöyle:
Tıkanan sağlık hizmetine açılan YAN yol; YAN Dal Uzmanlığı
Ülkemizde 128 tıp fakültesine 21.950 kontenjanla alınan Tıp öğrencileri için eğitim olanakları tartışması sürerken tedavi edici hizmetlerin öncelendiği Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile “mikro uzmanlaşma” denilebilecek adımlar kontrolsüzce atılmaya devam ediliyor. Mesleki yeterlilik tartışmaları altında hekimlik mesleğinin öncelikleri toplumun sağlık ihtiyaçları olmaktan çıkarılıyor. Kışkırtılmış sağlık talepleri ve oluşturulan “sağlık piyasası” ile kamu-özel ortaklığı olan şehir hastaneleri ve büyük özel sağlık sermayesinin danışıklı dövüşünde hekimler yok sayılıyor. Mesleki ideallerini gerçekleştirmeye ve nitelikli çalışma koşulları sağlamaya çalışan hekimlerin tercihleri SDP’nın dişlileri arasında eziliyor. Serbest çalışma hakkı bir kez daha gasp ediliyor.
Özel sağlık kuruluşlarında yan dal uzmanları ile ana dal uzmanları arasında çalışma şartları/izinleri konusunda Sağlık Bakanlığı ilk kez 11.02.2012 tarihinde Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 19. maddesinde değişiklik yaparak, “Yan dal uzmanlığı bulunanlar ise, ancak kuruluşun o yan dal uzmanlığında kadrosu bulunması halinde başlatılabilir” cümlesini ekledi. Benzer değişiklik Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’te de yapıldı. Böylece yan dal uzmanlarının kendi ana dallarında çalışma hakları yok sayılmış oldu. Yan dal uzmanları özel sağlık kuruluşlarında sadece yan dal kadrosu varsa çalışabilecek duruma getirildi; ana dallarında çalışma hakları ortadan kaldırıldı.
Türk Tabipleri Birliği tarafından yargıya taşınan konu için Danıştay 10. Dairesi, 13.12.2012 ve 21.12.2012 tarihinde verdiği kararlarla ilgili maddelerin önce yürütmesini durdurdu ve sonrasında iptal edildi. Gerekçe olarak; “…uzmanlık eğitimini tamamlayarak uzmanlık belgesi almış bir tabibi, o uzmanlık dalı içerisinde ayrıca yan dalının da bulunması nedeniyle, sahip olduğu uzmanlık dalında çalışma hakkını ortadan kaldıran dava konusu düzenleme, yasayla tanınmış olan uzmanlık dalında çalışma özgürlüğünü ortadan kaldırması nedeniyle hukuka aykırı bulunmaktadır” denildi.
Ne var ki Sağlık Bakanlığı, yargı kararlarına rağmen her iki Yönetmelik’te yeniden değişiklikler yapmıştır. Bu kez çalışma hakkını tümüyle yasaklamış görünmeyen, bunun yerine çalışma hakkını özel “izin” koşuluna bağlayan ve kısıtlayan ifadeler kullanılmıştır. Bu değişikliklere karşı yine açılan davalarda Danıştay tarafından iptal kararları verilmemiştir. Bu kısıtlamalar halen yürürlükteler ve güncel halleri ise şöyledir:
“(Değişik ikinci fıkra:RG-25/3/2021-31434) İşten ayrılan uzman hekim yerine aynı uzmanlık dalında hekim başlatılabilir, ancak yan dal uzmanlığı bulunanlar Bakanlıkça planlama amacıyla oluşturulan komisyonlardan görüş alınarak ana dalda başlatılabilir.
(Ek üçüncü fıkra:RG-31/5/2019-30790) Yaş haddinden emekli olan hekimler ile bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli olanlardan yan dal uzmanlığı bulunan uzman hekimlerin çalışmak istedikleri özel hastanenin yan dal kadrosu bulunmaması veya mevcut yan dal kadrolarının dolu olması halinde ana dalda çalışmalarına izin verilir.”
Görüldüğü gibi yan dal uzmanlığı bulunan hekimlerin özel sağlık kuruluşlarında ana dallarında çalışabilmeleri için Sağlık Bakanlığı’nın özel olarak izin vermesi gerekmektedir. Bunun istisnasını ise 31.05.2019 tarihinden önce emekli olmuş hekimler ile yaş haddinden (65 yaş) emekli olan hekimler oluşturmaktadır.
Her ne kadar Sağlık Bakanlığı kimi durumlarda “izin” verebilirmiş gibi bir düzenleme yapmış olsa da “Komisyon’un 2016 yılında aldığı ilke kararı gereği” diyerek yan dal uzmanlarının kendi ana dallarında çalışma taleplerini tümüyle reddetmektedir. Özel sağlık kuruluşlarının ruhsatlarında yan dal kadroları sınırlı sayıda bulunduğundan, yeni kadro da verilmediğinden pek çok yan dal uzmanı çalışabilecekleri kadro bulamamakta, ana dalda çalışma başvuruları da reddedildiği için özel sağlık kuruluşlarında çalışamamaktadır. Sağlık Bakanlığı bu kısıtlamanın amacını, ‘kamu sağlık kuruluşlarında çalışan yan dal uzmanlarının özel sektöre geçişlerinin engellenmesi’ olarak ifade etse de getirilen kısıtlamalar hekimler açısında ölçüsüz ve eşitsiz sonuçlar yaratmaktadır.
Ana dal uzmanları gerek kamu kurumlarında gerek özel sağlık kuruluşlarında gerekse serbest meslek icra ederken böyle bir kısıtlama ile karşılaşmazken sadece yan dal uzmanı hekimlerin çalışmaları kısıtlanmaktadır. Ana dal uzmanlık belgesinin verdiği ve kazanılmış hak olan meslek icra etme yetkisi kullanılamaz hale getirilmektedir.
Oysa 1219 Sayılı Kanun’da tanımlanan çalışma hakkının, yönetmeliklerle ortadan kaldırılması mümkün olmamasına rağmen söz konusu yönetmelik maddeleri ile çalışma hakkı işlevsiz kılınmaktadır.
Üstelik “kadro dışı” çalışma sınırı/muafiyeti diğer hekimler yönünden 60 yaş olarak belirlenmişken, sadece yan dal uzmanları için 65 yaş olarak uygulanmaktadır.
Özet olarak yan dal uzmanı hekimler için ölçüsüz ve eşitsiz bir hak kısıtlaması söz konusudur. Bu konudaki hiçbir düzenleme bu alanın bileşenleri (TTB; uzmanlık dernekleri) ile ele alınmadığı için sorun kalıcı bir çözüme kavuşmamakta, yan dal uzmanı hekimlerin mağduriyeti gideril(e)memektedir.
Sunduğumuz anket sonuçları, hekimlerin geri dönüşleri, sağlık sistemine dönük eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda;
- Tıp fakültesi eğitimi gibi Yan dal uzmanlık eğitimi de popülist politikaların kuşatması altından çıkarılmalıdır.
- Yan dal uzmanlarının çalışma koşulları için yaratılan “keyfiyet”, “serbest çalışma hakkı kısıtlaması” kaldırılmalıdır.
- Yan dal uzmanlarını mesleki yılgınlığa sürükleyen “zorunlu hizmetin zorunlu hizmeti” bir an önce kaldırılmalı, hekimler yaşam koşullarını görmezden gelen zorunluluklara maruz bırakılmamalıdır.
İSTANBUL TABİP ODASI