Pandemide yeni açılan hastaneler ve “görevlendirme” işlemleri - Oya Öznur*


  • Hekim Sözü Eylül-Ekim 2020
  • 4680

PDF formatında okumak için tıklayınız.

Pandemi başladıktan sonra İstanbul’da Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi, Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi ve Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi hizmete açıldı. Yeni açılan bu hastanelerde görev yapacak hekimler ve sağlık çalışanları için yeterli sayıda kadro ihdas edilmesi ve atama yapılması belirli bir zaman alacağından, Sağlık Bakanlığı başlangıçta doğacak boşluğu “görevlendirme” işlemleri ile gidermeyi planladı. Ancak söz konusu görevlendirmeler ciddi sorunları da beraberinde getirdi.

Acil durum hastaneleri müstakil sağlık tesisleri olarak faaliyete açılmadı. Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi ise Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne “ek hizmet binası” statüsünde bağlandılar. Mevcut hastanelerin çalışanları da yeni açılan bu tesislerde görevlendirilerek “boşluk” doğması önlenmeye çalışıldı.

Son günlerde Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde asistan hekimlerin itirazlarını yükseltmelerinin en önemli sebeplerinden biri de bu durum. Nitekim pandeminin ilk üç aylık döneminde büyük bir özveriyle kendi hastanelerinde verdikleri hizmete, 1000 yatak ve 10 poliklinikle faaliyete açılan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ndeki Covid-19 iş yükü de eklendi. Asistan hekimlerin öncelikle tıpta uzmanlık öğrencisi oldukları ve uzmanlık eğitimi uygulamasından sayılmayan işlerde görevlendirilemeyecekleri dikkate alınmayarak, sadece “hizmet vermeye” odaklanan haksız bir uygulamaya geçildi. Hâlihazırda 8-12-16-24 saatlik Covid-19 vardiyalarında çalıştırılıyor; yanı sıra kendi birimlerinde de göreve devam ediyorlar.

Oysa asistan hekimler, Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’ne göre görevlendirilmiş olsalardı, bunun süresi üç ay ile sınırlı olacaktı. Zira 21.03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle, Yönetmeliğin 11. maddesine pandemiye özel bir ek yapıldı. Buna göre; “(4) Uzmanlık öğrencileri, uzmanlık eğitimi uygulamasından sayılmayan işlerde görevlendirilemez. (Ek cümle: RG-21/3/2020-31075) Ancak deprem, sel baskını, salgın hastalık gibi olağandışı ve hizmetin normal olarak sürdürülemediği hallerde uzmanlık öğrencileri, hekimlik görevlerini yürütmek üzere eğitim gördüğü kurumun dışındaki aynı il sağlık tesislerine 3 ayı geçmemek üzere görevlendirilebilir. Bu görevlerde geçen süreler eğitim süresinden sayılır.”

Böylece, daha önce asistan hekimler için geçerli olmayan geçici görevlendirme usulü, belirli durumlar için ve üç ayı geçmemek üzere getirilmiş oldu. Şayet Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi, müstakil bir sağlık tesisi olarak faaliyete geçmiş olsaydı, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde eğitim gören asistan hekimler burada en fazla üç ay süreyle görevlendirileceklerdi. Ancak hastane aynı başhekimliğe bağlandığı için herhangi bir süre sınırı olmaksızın görevlendirilmiş durumdalar. Bu süreçte tıpta uzmanlık eğitiminin gerekleri de tamamen göz ardı edildiğinden, kimi kliniklerden asistan hekimler hukuki girişimlerde bulunmaya karar verdiler. Hukuk Büromuza ulaşan taleplerle ilgili gerekli hukuki desteği sunuyoruz.

Öte yandan, Kamu-Özel İşbirliği modeli ile yapılan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi müstakil bir hastane olarak açıldığından, burada “görevlendirme” usulü farklı gelişti. Bir yandan Devlet Hizmeti Yükümlülüğü kuralarında çok sayıda kadro açılıp pratisyen ve uzman hekim atamaları yapıldı ve yapılıyor. Diğer yandan Tıpta Uzmanlık Kurulu’ndan 51 dalda eğitim kliniği kurulması için yetki alındı; uzmanlık eğitimine başlanabilmesi için Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda kadrolar ilan ediliyor.

Uzman hekim atamalarının bir kısmı Devlet Hizmeti Yükümlülüğü kapsamında yapılırken, bir kısmı da Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 11. maddesinde yer alan “Geçici görevlendirme” usulü ile yapılıyor. İlgili maddenin 1. fıkrası çerçevesinde hekimler çoğunlukla iki aylık süreler için görevlendiriliyor. Nitekim bu fıkraya göre; “(1) Bakanlık önceden duyurmak suretiyle talepte bulunan personeli geçici olarak görevlendirebileceği gibi ihtiyaç hâlinde re’sen de görevlendirebilir. Re’sen yapılan geçici görevlendirme süresi bir mali yılda iki ayı geçemez.”

Bu çerçevede yapılan geçici görevlendirme işlemlerinde, Yönetmelik gereği bir süre ve dolayısıyla bir rotasyon söz konusu. Ancak eğiticilerin görevlendirmelerinde böyle bir usul bulunmadığı gibi, herhangi bir ölçüt de gözetilmedi. Nitekim Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, çeşitli eğitim ve araştırma hastanelerinin kliniklerinde görev yapan eğiticileri, 1,5 yıl süresince Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne görevlendirdi. Bu görevlendirmenin dayanağını da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesinde tanımlanan “Vekaleten görevlendirme” olarak açıkladı.

Böylece kadrosunun bulunduğu hastanede eğitim görevlisi olan doçent ve profesör unvanına sahip hekimler, tıpta uzmanlık eğitimi verdikleri kliniklerden 1,5 yıl gibi ölçüsüz bir süre için alınarak, başka bir kuruma “vekaleten” görevlendirilmiş oldular. 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 1. maddesinde yer alan, eğitim ve araştırma hastanelerinde görev yapacak eğitim görevlilerin atanmalarına ilişkin hüküm açıkça ihlal edilmiş oldu. Nitekim Türk Tabipleri Birliği tarafından açılan bir davada, Ankara 12. İdare Mahkemesi 2016/323 E., 2016/4873 K. sayı ve 23.12.2016 tarihli kararı ile Sağlık Bakanlığı’nın “vekaleten atama” usulünün hukuka aykırı olduğunu belirtmişti. Ancak ilgili hüküm de yargı kararı da dikkate alınmayarak aynı “görevlendirme” usulünde ısrar edildi.

Yapılan görevlendirme işlemlerinin, dayanak olarak gösterilen 657 sayılı Kanun’un 86. maddesine aykırı olduğunu da belirtelim. Bu maddeye göre vekalet görevi verilebilmesi için ya ilgili kadroda görev yapan memurun izin, geçici görev, disiplin cezası veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle geçici olarak ayrılmış olması ya da mevcut bir kadronun boş kalmış olması gerekiyor. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi ise yeni kurulmuş bir sağlık tesisi olduğundan, şu ana kadar açılmış veya ilan edilmiş bir eğitim görevlisi kadrosu bulunmuyor. Dolayısıyla ortada ne herhangi bir memurun geçici olarak görevden ayrılmış olması durumu, ne de ilan edildiği halde boş kalan ve doldurulması gereken bir eğitim görevlisi kadrosu var. Henüz mevcut olmayan “eğitim görevlisi” kadroları için “vekalet” işlemleri yapılmış durumda.

Daha da önemlisi, eğitici kadroları re’sen yapılacak atama ve yer değiştirme işlemlerinin kapsamı dışında tutulduğu halde, vekaleten görevlendirme işlemlerinde bu da göz ardı edildi. Oysa Sağlık Bakanlığı’nın kendi düzenlemesi olan Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 2. maddesinde; “Bu Yönetmelik; Sağlık Bakanlığı taşra teşkilatında görev yapan sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı personelini kapsar. Ancak, Bakanlık merkez teşkilatından taşra teşkilatına, taşra teşkilatından merkez teşkilatına yapılacak atamalar ve görevlendirmeler ile eğitim ve araştırma hastanelerinde görev yapan eğitim görevlisi, başasistan ve asistanları kapsamaz.” deniliyor. Buna karşın mevcut kliniklerde devam eden eğitim süreçlerinin olumsuz etkileneceği itirazları da dikkate alınmadan “vekaleten görevlendirme” işlemleri tesis edildi.

İsteği dışında bu işlemlere maruz kalan eğitim görevlileri Hukuk Büromuza başvurup bu haksız uygulamayı yargı yoluna taşımak istediler. Bu şekilde görevlendirilen bir eğitim görevlisi adına, söz konusu işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle emsal dava açtık. Dava, İstanbul 14. İdare Mahkemesi’nde görülecek.

Bu vesileyle, haksız ve hukuka aykırı nitelikteki “görevlendirme” işlemlerine maruz kalan hekimlerin, Hukuk Büromuza ulaşabileceğini hatırlatmak isteriz.

 *Av., İstanbul Tabip Odası Hukuk Bürosu


Bu İÇERİĞİ Paylaş!