Şişli’den Seyrantepe’ye bir hazin yolculuk... - Betül Kaygusuz*


  • Hekim Sözü Ekim-Aralık 2022
  • 2342

Şişli Etfal Hastanesi, şu anki adıyla Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Türkiye’nin ilk çocuk hastanesi olarak 1899 yılında açıldı ve 123 yıldır sağlık hizmeti vermeye devam ediyor. Hastanenin o zamanki hâli ile şimdiki hâli arasında ise bilindiği üzere pek benzerlik yok.

Maalesef her kurum gibi Şişli Etfal de AKP iktidarından nasibini fazlasıyla aldı.
Kısaca tarihçesine bakacak olursak birçok farklı kaynakta farklı anlatılar görürüz. En yaygın bilinenine göre 2. Abdülhamid’in kızı Hatice Sultan hastadır ve saray hekimleri hastalığın tanısını koyamaz. Saraya çağrılan Dr. İbrahim Bey ihtisasını Avrupa’da yapmış bir hekimdir, sultana difteri tanısı koyar ve o gece sultan kaybedilir. 2. Abdülhamid kaybettiği kızının hayrına bir çocuk hastanesi yaptırmaya karar verir ve başına da Dr. İbrahim Bey’in geçmesini emreder. Hastane için Balmumcu Çiftlik-i Hümayunu’ndan yer bağışlar ve temel atılır. Planı Berlin’de bulunan “Kaiser und Kaiserin Friedrich Kinderkrankenhaus” isimli hastaneden alıntıdır. Yapımı 1 senede tamamlanan hastane 5 Haziran 1899 tarihinde Hamidiye Etfal Hastanesi ismiyle açılır. 1904 yılında hastane Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ve Gülhane Seririyat Mektebi’nin ardından ülkede ihtisas eğitimi vermeye başlayan üçüncü hastane olur. Önemli bir özelliği de ülkede ilk kadın hekim çalıştıran hastane olmasıdır. 2. Meşrutiyet’in ilanı, savaş yılları ve Cumhuriyet döneminde hastanenin kadrosunda ve isminde birçok kez değişiklik yapılır. En son haline 10 yıl süren inşaattan sonra 1968 yılında ulaşır. Şu anki ismi ise iktidarın Abdülhamid’e hakkını verme arzusuyla 2013 yılında yeniden Şişli Hamidiye Etfal olarak değiştirilir.
Zaman içinde eski binalar yerini yeni binalara bırakmış, gereksinimler dolayısıyla bir takım ruhsuz dönüşümler geçirmiştir. Ancak her dönüşümle beraber gerek saat kulesiyle gerek bahçesindeki ağaçlarıyla Etfal, ruhunu korumaya devam etmiştir. Sadece İstanbul halkına değil Türkiye’nin diğer şehirlerindeki hastalara da sağlık hizmeti veren bu hastanede kilometrelerce öteden muayene olmak için gelen hastaları hastane bahçesinde kalabalık bir şekilde konaklarken görebilirdik. Hasta yakınları gibi çoğu zaman evsizlere de yatak olmuştur Saat Kulesi Bahçesi’nde, ağaçların altındaki banklar.
Nostaljinin güvenli limanına sığınmak olarak algılanabilir ancak eski hastane ile şimdiki ruhsuz hastaneyi karşılaştırınca fark çok bariz bir şekilde göze çarpmakta. Bu değişimin sinyalleri ise 2005 yılında Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilmişti. Zamanın Başbakanı iken Kozyatağı Acıbadem Hastanesi açılışına katılan Erdoğan, hastane sahibi Mehmet Ali Aydınlar’a söylediği “Şişli Etfal`i verelim, bir de yer gösterelim. Orada modern bir hastane yap. Etfal`i de ister hastane yap ister alışveriş merkezi.” sözleriyle tepki toplamıştı. Aynı konuşmada Genel Sağlık Sigortası (GSS) ve tam gün yasasına dair ipuçları da mevcuttu. Şehir merkezindeki büyük hastanelere ilişkin planların o zamanlardan yapıldığını anlamak pek de zor değil. Sonrasında zaman zaman birkaç senede bir hastanenin depreme dayanıklı olmadığı gerekçesi ile taşınması konusu gündeme geldi ve Seyrantepe’de 2010 yılında bir hastane yapılması planlandı. İhaleyi kazanan GG inşaata 200 milyon liraya yakın ödeme yapıldı ve hastanenin 2013 yılında açılacağı öngörüsünde bulunuldu. Ancak yıl 2015 olmuştu, inşaat tamamlanmamıştı ve TOKİ tarafından sözleşme 2015 yılında feshedildi. O sene yapılan ihaleyi Seç İnşaat kazandı, şirkete ihale bedeli olarak 116 milyon lira ödenmesine karar verildi. 2018 yılında teslim edilmesi planlanmıştı ancak sözleşme yine feshedildi. 8 yıl geçmesine rağmen hastane inşaatının tamamlanmaması arazi ya da yüklenici firma ile ilgili sorunlar olduğu yönünde söylentilere sebep oldu, en yaygını ise zeminde kayma olduğu idi. Kamuoyu ise bu konuda yeterince bilgilendirilmiyordu. Sonradan öğrenileceği üzere, o sene temmuz ayında 36.525 metrekarelik arazinin mülkiyeti Sultan Beyazıt Han Veli Vakfı’na devredilmişti. Oysa İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu ısrarla bir satış veya devrin söz konusu olmadığına dair açıklamalar yapıyordu. Abdülhamid’in ismine her fırsatta sahip çıkan AKP iktidarı söz konusu arsası olunca Abdülhamid’i birden unutuvermişti. Bu süreçte bir yandan da Sarıyer’de bir ek bina inşaatı sürüyordu. 2018 yılında hastanenin Çocuk Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Çocuk Cerrahisi bölümleri Sarıyer yerleşkesine taşındı. Binlerce çalışan, iki hastanede birden çalışmaya zorlandı ve hâlâ bu şekilde çalışmaya devam ediyorlar. 2020 yılında üçüncü bir ihale ile hastanenin kalan inşaatının tamamlanması adımları atıldı ve 2021’de Şişli yerleşkesi neredeyse tamamen boşaltılarak Seyrantepe’deki yeni hastane binasına taşındı.
Depreme dayanıksızlık nedeniyle İstanbul’un en köklü hastanelerinden birinin yerinden tamamen taşınması tahmin edileceği üzere kimsenin aklına yatmadı. Birçok çözüm yolu varken araziyi boşaltmayı hedeflemek tam da iktidarın rant rejimine uygun bir yoldu. 2018 yılında hastanenin taşınması gündeme gelince bunu engellemek için Şişli Etfal Dayanışması platformu kuruldu. Seyrantepe’deki inşaat ve taşınma sürecinin belirsizliği nedeniyle eylemlerine ara veren platform 2021 yılında taşınmanın yeniden gündeme gelmesi sonucu eylemlerine kaldığı yerden devam etti. Dayanışma üyeleri sokak sokak, dükkân dükkân dolaşarak, her yere pankartlar asarak seslerini duyurmaya çalıştılar. Hastane önünde, işlek yerlerde her hafta basın açıklaması yaptılar. Resim atölyesi, fotoğraf sergisi, bisikletli eylem, terk edilen bahçedeki bitkileri sulamak ve kedileri beslemek gibi yaratıcı eylemler planladılar. Topladıkları 30 bin imzayı TBMM’ye götürdüler ve Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptılar. Tek amaçları Şişli Etfal ’in kendi yerinde tam teşekküllü bir hastane olarak yenilenmesiydi. Ağırlıklı olarak çevre sakinleri, sendika ve meslek odası temsilcileri, STK ve parti üyelerinden oluşuyordu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve İstanbul Tabip Odası üyeleri, hastane temsilcileri bu süreçte Şişli Etfal Dayanışması’nın çalışmalarına ellerinden geldiğince destek verdi.
Sağlıkta dönüşüm ve kâr odaklı sağlık hizmeti sunumunun sonucunda tükenen sağlık emekçileri hastanelerinin taşınmasına karşı çıkacak gücü dahi bulamadılar. Taşınma bahanesi ile eski binaların kronik sorunlarına çözüm bulunmadı. Yıllardır konuşulagelen bu gündem çalışanlar için belirsizlik yarattı. Bu belirsizlik birçok yeni gelen sağlık çalışanında aidiyet sorununa yol açtı. Pandemi ve sonrasındaki tükenmişlik, ülkedeki genel karamsar bakış açısının ve sessizlik halinin bu gündeme ve çalışanlara da sirayet etmesi sonucunda, taşınmaya engel olmak için yapılan eylemlere beklenen katılım sağlanamadı. Çalışanlar çoğunlukla hastanenin taşınmasını istemiyordu ancak bu durum sessiz bir memnuniyetsizlik halinden öteye gidemedi. Oysa Şişli Etfal Hastanesi sağlık emekçilerinin örgütlü mücadelesinde tarihi öneme sahip bir hastaneydi. Sendikal örgütlenme ve mücadelenin güçlü olduğu zamanlar çok da eskide kalmış değil ancak burası da ülkenin genel atmosferinden nasibini aldı. Bölüm sorumluları ve yönetici kadrosunun liyakate bakılmaksızın, Sağlık-Sen üyeliğine ve iktidar yanlılığına göre belirlenmesi, bu kişilerin, çalışanların sorunlarını göz ardı etmesi, hastaneyi adeta bir özel hastane gibi işletme sorumluluğu hissetmeleri ve karşı duruşların getirdiği kazanımların azalması sessiz memnuniyetsizlik halini pekiştirdi. Bireyselleşme ve günü kurtarma rutini ise hastaneleri çalışanların mutsuz olduğu binalar haline getirme sürecini hızlandıran en önemli etkenlerden biriydi. Gerek taşınma gündemi gerekse güncel sağlık politikalarının sonucu olarak birçok akademisyen hastaneyi terk etmek zorunda hissetti. Bu durum verilen sağlık hizmeti ve uzmanlık eğitiminin niteliğini de kötü etkiledi.
Hastanenin ikiye bölünmesi ile iki hastanede birden çalışmak zorunda kalan sağlık çalışanları hem artan iş yükü hem de ulaşım güçlüğü ile karşı karşıya kaldı. Taşınmadan sonra ulaşım güçlüğü devam etti. İstanbul’un ulaşım ve sosyal imkânlar açısından zengin bir yerinden, birdenbire ulaşımın fazlasıyla zor olduğu ve sosyal imkânların çok zayıf olduğu bir yere taşınmak zorunda kaldılar. Şişli, dinlenme hakkı ve sosyal gereksinimler için ideal bir ilçeydi. Şu an Seyrantepe yerleşkesinin içinde ise oturup sohbet edilecek, bir şeyler yiyip içilecek bir kantin bile bulunmamakta. Bu durum aslında Şişli Etfal özelinde bir sorun değil. Şu an İstanbul’da bulunan birçok hastane, çalışanlar ve hastalar için kantin vb. alanlardan yoksun. Maalesef maksimum verimle çalışması, mola vermemesi, çok hasta muayene etmesi, mesai dışı çalışması, çok nöbet tutması beklenen sağlık emekçilerine bir kantin bile fazla görülmekte. Çalışanların birbiri ile temas edeceği, iletişim kuracağı alanlar yeni hastane planlamasında hiç düşünülmemiş gibi. Bahçe ağaçlandırılmamış, çalışanlar da mecburen binalar gibi bu mekanikleşmeden nasibini almış.
Depreme dayanıksız olduğu için boşaltılması planlanan eski hastane binası içinse 22 Nisan’da bazı katlarının ofis dönüşümü tadilatı için ihaleye çıkıldı. Hastalar için depreme dayanıksız olan bina, birden ofis çalışanları için dayanıklı oluvermişti. Şişli Etfal Dayanışması gönüllüleri bu kararı ihalenin yapılacağı gün İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması ve siyah kurdeleler ile protesto etti. O gün İl sağlık müdürü tarafından onay bekleyen proje ile ilgili bilgi verildi ve bu bilgiye göre hastane arazisinde ilk yapıldığı zamanları andıran butik bir hastane inşaatı planlandığı öğrenildi. Böylece Şişli Etfal için eski yerinde tam teşekküllü bir hastane olarak yeniden yapılması gibi bir plan olmadığından emin olundu. İhale için gerekçe ise İl Sağlık Müdürlüğü’nün binayı boşaltmak istememesiydi.
Şu anki adıyla Seyrantepe Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi; Seyrantepe yerleşkesi, Sarıyer yerleşkesi, İsmail Akgün ek hizmet binası, Nişantaşı TRSM ve üç tane de eğitim ASM’sinden oluşmakta. Gittikçe artan uzmanlık öğrencisi ve gittikçe azalan eğitim görevlisi sayısı, performans kaygısı ile artan iş yükü, şiddetin kol gezdiği güvensiz çalışma alanları, yalnızlaşmış ve tükenmiş sağlık emekçileri ve çalışanlar düşünülmeden kurgulanmış binaları ile sağlık hizmeti vermeye devam etmekte. Hastaların ve çalışanların aklının bir köşesinde ise yeniden Şişli’ye dönebilme umudu hep var olacak.

Kaynaklar
1. Yıldırım, N. (2010). Hastane Tarihimizde Bir Kutup Yıldızı: Hamidiye Etfal Hastanesi, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
2. Altıntaş Selçuk, B., & Çolak, C. (2012). The First Children’s Hospital of Turkey, Lokman Hekim Journal, 2(1), 11-14.
3. İstanbul İKK: Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Taşınmasına İlişkin Değerlendirme. www.tmmob.org.tr. (2018, Temmuz 17). Erişim: Kasım 27, 2022. http://www.tmmob.org.tr/icerik/istanbul-ikk-sisli-hamidiye-etfal-egitim-ve-arastirma-hastanesinin-tasinmasina-iliskin
4. Kamuoyuna Duyuru- VGM. (n.d.). Erişim: Kasım 27, 2022. https://cdn.vgm.gov.tr/duyuru/duyuru_3665_220321/kamuoyu-aciklamasi.pdf

*As. Dr.


Bu İÇERİĞİ Paylaş!