Aile hekimliği ile değişen ne? - Turan Karakaş*


  • Hekim Sözü Ekim-Aralık 2022
  • 316

Sağlıkta Dönüşüm Programının (SDP) bir parçası olarak, birinci basamak sağlık hizmetleri, Aile Hekimliği adıyla yeniden düzenlenmiştir. Aslında ülkemizde Aile hekimliği sisteminin mucidi AKP değildir.

Aile hekimliği bir uzmanlık alanı olarak 1985 yılından beri başlamıştır ve vardır. Ancak geniş uygulamada bir program olarak, 2005 yılında Düzce ilinde “Pilot Uygulama” olarak başlatılmış, ardından 2010 yılının sonunda tüm Türkiye’de uygulamaya geçmiştir. Aslında bu AKP’nin birinci basamak alanındaki en önemli icraatı olmuştur.
AKP veya Sağlık Bakanlığı, gerek Aile Hekimliği Sistemi’ne geçiş kararını verirken, gerekse geçiş sürecinde, birinci basamak sağlık çalışanları ve onların örgütleriyle konuyu tartışmadan, görüş ve önerilerini dikkate almadan; birinci basamakta, fiziksel, teknolojik, personel, eğitim, idari, yasal alt yapı gibi birçok konuda yeterli bir hazırlık yapmadan, bu programı yaşama geçirmeyi tercih etmiştir.
İktidar tarafından “Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP)” adıyla sürdürülen, sağlık hizmetlerini piyasa koşullarına göre yeniden düzenleyen-piyasalaştıran ve sağlık kurumlarını özel işletmeler haline getiren, sağlık hizmetlerini kamusal hak olmaktan çıkaran, kışkırtılmış sağlık talebi yaratan, sağlık çalışanlarını iş güvencesinden yoksun bırakan, performansa dayalı, sözleşmeli ve esnek çalışmaya zorlayan, bu programın uygulanması anlamında ciddi bir adım olmuştur .
- Aile hekimleri, performansa dayalı sözleşmeli çalışmaya zorlanmaktadır. Ayrıca iş güvencesinden yoksun, mesleki bağımsızlığı ortadan kaldıran, istismara açık, ceza puan sistemiyle sözleşme feshi baskısı kurulan bu sistemde, ücret kesintileri uygulanmaktadır.
- Birinci basamak sağlık hizmetleri parçalı hale getirilmiştir.
- Aile hekimleri, sadece aile hekimine kayıtlı nüfusa talebe dayalı hizmet vermekte, bölge tabanlı hizmetten vazgeçilerek toplumun bazı kesimlerinin (kayıtsız nüfus, mevsimsel işçiler gibi) birinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalanması olanaksızlaşmaktadır. (Göçmenler için 2020 yılı itibariyle sıhhat projesi isimli bir proje geliştirilmiştir.)
- Aile hekimleri, koruyucu sağlık hizmetlerinden uzaklaştırılıp, polikliniklere hapsedilmiş, çok reçete yazmaya, olur olmaz tetkik istemeye mecbur bırakılmış, SABİM şikâyetleri ile cezalar verilmiştir. Hasta/müşteri memnuniyeti esas alınarak, kışkırtılmış sağlık hizmeti talebine göz yumulmuştur.
- Aile hekimleri, kiralanmış, standartlara uymayan , depreme dayanıksız ,derme çatma binalarda hizmet vermek zorunda brakılmıştır.
- Aile hekimleri, anlamsız rapor talepleri ile bunalmış ve performans ile Hastalık Yönetim Platformu (HYP) arasında sıkışmış koruyucu sağlık hizmetlerini değil reçeteyi önceleyen sistemi anlayamaz hale gelmiş ve ekonomik kayıplarını yerine koyamaz bir haldedir.
- Aile hekimleri için bir de aile hekimliği ile ilgili yönetmeliklerde yer alan “verilen diğer görevleri yapmak” maddesine dayandırılan görevler farklı şekillerde ve çeşitlerde ortaya çıkmıştır. Örneğin acil servislerde yaşanan yoğunluğa çözüm olarak aile hekimlerine hastane acil servislerinde nöbetler yazılmıştır. Yeni ek görev ve sorumluklar yüklenerek, hastane acil servis ve polikliniklerinde yığılmış hastaların yükü, aile sağlığı merkezleri (ASM) tarafından giderilmeye çalışılmıştır.
Maalesef aile hekimleri burada sayamayacağım kadar çok sorunla uğraşmaktadırlar.
Sağlık alanındaki bölünmüş ve bulanmış (puslanmış) ortama rağmen Türk Tabipleri Birliği (TTB) sahadaki bu örgütsüz ve kendiliğinden durumu görmüş ve aile hekimliği kolunu kurarak duruma müdahale etmeyi seçmiştir. Kolumuz ve odalarca kurulan komisyonlarımız aracılığı ile sahada oluşan birçok soruna müdahil olunmuş ve kucaklayıcı bir yaklaşım sergilenmeye çalışılarak aile hekimliği uygulamaları ile ilgili birçok eylem, etkinlik, g(ö)rev, basın açıklaması, broşür, toplantı, forum vb. faaliyetler gerçekleştirilmiştir.
Birinci basamak sağlık çalışanları öncelikle kendi temel haklarıyla ilgili örgütlenmeye ve mücadele etmeye başlamış, Aile Hekimliği Dernekleri, Sendikalar ve Tabip Odaları içindeki Aile Hekimliği Komisyonları, Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu birinci basamak sağlık çalışanlarının hakları için mücadele eden kurumlar olarak ön plana çıkmıştır. Özlük haklarındaki kayıplar, ceza puanları, hastane acil nöbetleri ve sonrasında ASM nöbetleri konusunda 2010 yılından bu yana çok sayıda eylemler, basın açıklamaları, iş bırakma eylemleri yapılmaya başlanmıştır. Bu hareket nöbet adı altında dayatılan hastane acillerinde ve Cumartesi günleri fazladan/zorla çalıştırılmaya karşı büyük bir direnişe dönüşmüştür. Sanırım Cumhuriyet tarihinin en büyük ve en uzun sağlıkçı direnişi örgütlenmiştir.
Aile hekimliği alanında oluşan bu hareketli ortam ve birlikte davranma ruhu diğer sağlık alanı çalışanı birçok meslektaş için örnek ve cesaret verici olmuştur.
Bütün bunların yanında Aile hekimleri neler istiyor denilecekse Antalya’da gerçekleşen “İkinci Aile Hekimliği Buluşması Sonuç Bildirgesi” buna en iyi yanıt olmuştur.
SAĞLIKLI TOPLUM, DOĞA, ÇEVRE, YAŞAM İSTİYORUZ.
BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ, TOPLUM YÖNELİMLİ, KAPSAYICI, KORUYUCU HEKİMLİĞİN ÖNCELENDİĞİ, KAMU BİNALARINDA, TÜM İHTİYAÇLARI EKSİKSİZ KARŞILANMIŞ ŞEKİLDE KAMU TARAFINDAN SUNULSUN İSTİYORUZ.
SAĞLIK GİDERLERİNİN TAMAMI GENEL VERGİLERDEN KARŞILANSIN, SAĞLIK HİZMETİ KAMU TARAFINDAN, HER KESİME EŞİT ve TAMAMEN ÜCRETSİZ VERİLSİN İSTİYORUZ.
PERFORMANSA DAYALI OLMAYAN, EMEKLİLİĞİMİZE YANSIYAN EMEĞİMİZİ KARŞILAYACAK ÜCRET İSTİYORUZ.
Son söz olarak, iktidar geldiği günden bu yana, birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da piyasalaşmayı, sermayeyi, sömürüyü önceleyen uygulamalarla ilerlemeye devam etmektedir. İlk iktidar yıllarında toplumsal desteği ile birlikte göz boyamak daha kolay ve mümkün iken geldiğimiz noktada bu pek mümkün gözükmemektedir. Şüphesiz iktidar için zorlaşan bu ortam onu daha da sert ve zorlayıcı yapmıştır. Bu ortamın sonuçlarından biri de TTB başkanı Şebnem Hocamızın bugün tutuklu olmasıdır. Bilinmelidir ki bütün bu baskı ortamında bile iyi hekimlik değerlerini savunan ve bunu için mücadeleden vazgeçmeyenler vardır/var olacaktır.
SEL GİDER KUM KALIR.

*Dr., İTO Aile Hekimliği Komisyonu


Bu İÇERİĞİ Paylaş!