Temsilciler Kurulu (TK) Ekim 2017 Toplantı Notları


  • Ekim 27, 2017
  • 1746

İstanbul Tabip Odası Temsilciler Kurulu (TK) Ekim ayı toplantısı,  03 Ekim 2017 Salı günü, 19.00-21.00 saatleri arasında, Yönetim Kurulu üyeleri, Temsilciler Kurulu Divanı ve üyeleri ve İstanbul Tabip Odası aktivistlerinin katılımıyla,  Sevinç Özgüner Konferans Salonu'nda (Cağaloğlu) gerçekleşti.

TK Divanı Başkanı  Prof. Dr. Tülay ERKAN ve Divan sekreteri Dr. Sidar BATUN’un moderatörlüğünde gerçekleşen toplantı  gündemi ve notları aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.

TOPLANTI GÜNDEMİ VE NOTLARI:

1. İSTANBUL TIP ve CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ DÖNER SERMAYE ÜCRETLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ:

Öncelikle İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi’nde yaşanan gelişmeler İstanbul Tabip Odası temsilcisi Prof. Dr. Zeynep SOLAKOĞLU  tarafından aktarıldı.

- Zeynep SOLAKOĞLU, “İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve ek ödeme alan diğer İstanbul Üniversitesi birimlerinde Eylül 2017’den başlayarak ek ödemelerde % 30 düşüşün gerçekleştiğini, bu konuyla ilgili nedenleri öğrenmek ve çözüm önerileri geliştirmek üzere İstanbul Tıp Fakültesi Tabip Odası temsilcileri olarak başhekimlikle yapılan görüşmelerde cironun düşmesinden kaynaklı bu sürecin geliştiği bilgisine ulaşıldığını,  bunun üzerine Dekanlıkla bir görüşme yapılarak, bilanço ve idari kadronun, fakülte dışı görevlendirmelerde yapılan ödemelerinin bilgisinin talep edildiği, kesintinin global bütçe için verilen rakama ulaşılamamasından kaynaklandığı bilgisi dışında yeni bir bilgi edinilemediğini” belirtti.

 Daha sonra İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde asistan hekimler tarafından yürütülen süreç hakkında bilgi aktarıldı:

-Ağustos ayında nöbet ücretlerinin her zamanki tarihinde ödenmemesi ve bu durumun neden kaynaklandığı hakkında asistan hekimlere herhangi bir bilgilendirme yapılmaması üzerine, asistan hekimler bireysel başvurular üzerinden bilgi edinmeye çalıştılar. Bireysel çabalar sonuçsuz kalmaya başladıkça da asistan hekimler bu durumu tartışmaya ve sonuçlandırmak adına neler yapılabileceğini tartıştılar. Asistanların ciddi sayıda katılım sağladığı WhatsApp grupları kuruldu, ayrıca bütün asistanların fikirlerini alabilmek ve ulaşabilmek adına asistan temsilcileri ile iletişime geçildi. Bu gruplarda akla ilk gelen öneriler gerek anabilim dalları üzerinden gerekse dekanlığa dilekçeler vererek nöbet ücretlerinin neden yatmadığını resmi yoldan sorgulama yoluna gidilmesi idi. Bunun dışında anabilim dalları ve bütün hocaların bu durumdan haberdar edilmesiydi. Ayrıca İstanbul Tabip Odası ile iletişime geçilip bu sürecin yasal durumu, yapılabilecekler hakkında fikir alışverişinde bulunulması idi. Asistanlar arasında hareketlenme başladığı, dekanlığa dilekçeler ulaştığı günlerde nöbet ücretleri yatırıldı. Ancak performans ücretlerinde kesintiye gidildi. Bunun üzerine sürecin karşıda muhatap bulunmadan devam etmesi, bundan sonraki aylarda durumun ne olacağının bilinmemesi nedeniyle asistanlar arasında sürecin ne olacağı ve yapılacaklar konuşulmaya devam edildi. Dekanlıkla görüşme yapılarak bir talep listesi iletilmesine karar verildi. Asistan temsilcilerinden birkaçının katılımıyla dekan yardımcısı ile bu talep listesi görüşüldü. Yapılan toplantıda listenin dekana iletileceği ve geri bildirim alınacağı bilgisi verildi. Dekan yardımcı tarafından sorunun mali durumdan kaynaklandığını ve bunun 10-15 yıllık bir sürecin sonucu olduğu bilgisi verildi. Asistan temsilcilerin katılımıyla İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu toplantısına katılım sağlandı. Toplantıda kesintilerin yasal dayanakları hakkında tarafımıza bilgilendirme yapılması, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeki Tabip Odası temsilcisi, öğretim görevlileri ile görüşme yapılması kararları alındı. Tabip Odası temsilcisi, öğretim görevlileri ile görüşme yapıldı. Nihai görüşmenin dekanlık ile olacağı kararı alındı. Daha sonra, dekan yardımcısı, başhekim, dekanlık sekreteri, haget temsicisi ve asistan temsilcilerinin katılımı ile toplantı yapıldı. Toplantıda talep listesindeki maddeler ve yapılabilecekler görüşüldü. Toplantı sonucunda ortak noktada buluşulan kararlar:

  • Nöbet ücretlerinin zamanında yatırılması için saymanlıkla görüşülerek gün belirlenmesi,
  • Performans kesintisinin gelecek aydan itibaren yüksek oranda kaldırılacağı,
  • Nöbet ücretlerinin acil-servis olarak belirlenmesi konusunda ana bilim dalları ile görüşülmesi, ana bilim dallarının bildireceği acilde hasta bakma yoğunluklarına göre yeniden düzenlenmesi 
  • Dekanlıkla talep edildiğinde toplantıların tekrarlanabileceği kararları alındı,  asistanlar olarak toplantı sonuçlarında alınan kararların geri bildirimlerini beklemekteyiz.” 
  • Bilgisi paylaşıldıktan sonra gündeme ilişkin katılımcılar değerlendirmelerde bulundu.

İTF ve CTF temsilcileri gelişmeleri aktardıktan sonra katılımcılarla yapılan değerlendirmede: 

  • İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi dışında başka bir hastane ve fakültede bu konuda/bu ölçüde bir bilgi alınmadığı;  diğer hastanelerindeki durumun da öğrenilmesi, 
  • Üniversitede büyük bir yönetimsel sorun ve kriz düzeyinde bir işleyiş problemi olduğu;  krizi yönetmek için yönetime talip olmak gerektiği,
  • İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yaşananların toplumun sağlık hafızasını silmeye yönelik olduğu,
  • İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde düzenli veri akışının sağlanmasının gerektiği belirtildi.

Ayrıca, hekimlerin bu süreçte İstanbul Tabip Odası’ndan destek bekledikleri vurgulandı. Bu nedenle, İstanbul Tabip Odası temsilcileri aracılığı ile İ.T.F ve C.T.F hekimlerinin geniş katılımı ile bir toplantı yapılmasına karar verildi.

2.  ŞEHİR HASTANELERİ:

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit TÜKEL ve Dr. Güray KILIÇ Şehir Hastaneleri ile ilgili bilgilendirmede bulundu.

Yapılan değerlendirmede; “Şehir hastanelerinin gerçekleşmesinin nedenini özelleştirmeye hizmet olarak değerlendirmek gerekir: Şehir hastaneleri Türkiye’ye dayatılan neo-liberal iktisadi programın sağlıktaki yansıması olan AKP’nin sağlıkta dönüşüm projesinin önemli ve son parçalarından birisi ve yeni bir özelleştirme hamlesidir. Türkiye’de genellikle kamu-özel işbirliği, yap-işlet-devret modeli yoluyla köprü ve otoyollar yapmakta iken, 2005 yılında gerçekleştirilen yasal düzenleme ile bu kez kamu-özel ortaklığı yap-kirala-devret modeli ile sağlık alanına girmiştir. Ülkemizde kamu-özel ortaklığı (KÖO) ile inşa edilen bu entegre sağlık kampüslerine şehir hastanesi adı verilmekte; bu kurumlar klasik ihale yöntemi ile yapılan hastanelerden farklı bir model ile işletilmektedir.  Kamu-özel ortaklığı, devletin bir özel şirketler grubuyla (konsorsiyumla) uzun süreli özel hukuka dayalı sözleşme ilişkisi kurması esasına dayanan bir yatırım ve hizmet modelidir.   Özetle, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın evrilmesidir. “denildi.

  Şehir hastanelerinin hayata geçmesiyle birlikte; 

  • Şehir içinde yer alan hastaneler kapatılarak, kamusal sağlık hizmeti şehir merkezlerinin dışına kaydırılacak. Şehir hastanelerinin personel ve hasta potansiyeli mevcut hastaneleri kapatarak oralara aktarma yoluyla sağlanacak.
  • Şehir dışındaki arazilere kurulacağı için ulaşım zorlaşacak. Çalışanlar açısından iş güvencesi olmayacak. Bu durum sağlık çalışanlarının bütününü ilgilendiren bir sorun haline gelecek.
  • Bir yandan genel anlamda sağlık hakkı konusunda da çok ciddi kayıp ve ihlaller yaşanacak.

Bu nedenle, çeşitli toplantılar yapılmalı, bu konuyu toplumsal bir mücadele haline getirmenin yolları aranmalıdır. İstanbul Tabip Odası olarak hastanelerde toplantılar düzenleyerek sağlıkta dönüşümü anlatmak ve bu toplantılarda alınacak geri bildirimle birkaç ay sonra geniş bir eylemliliğe gidilmesi planlanabilir.

3. HEKİME YÖNELİK ŞİDDET:

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet MENGÜÇ, Iğdır Devlet Hastanesinde görevli Üroloji Uzmanı Dr. Serkan Yarımoğlu'nun bir hastası tarafından bıçaklanması üzerine yaşanan gelişmeleri aktardı.

Dr. Samet MENGÜÇ, “ Konunun merkezi düzeyde ele alınarak TTB'nin anında bir çok açıdan olaya müdahil olduğu, İstanbul Tabip Odası olarak da iletişim halinde kalındığı, Iğdır'da iş bırakma eylemi yapıldığı, “iyi oldu” vb. sosyal medya paylaşımları yapanlar hakkında TTB tarafından suç duyurusunda bulunulduğu ve sürecin takip edildiğini” belirtti.

  • Bütün hekimlerin ayağa kalktığı, etki alanı geniş bir olay olmasına rağmen yaşananların temelinde yatan gerekçelerle ilgili söyleyegeldiğimiz sözler ve olay özelinde yaptıklarımızın hekim kamuoyunda yeterince duyulmadığı, görünür hale gelmediği; bunu aşacak başta iletişim araçlarını daha etkili kullanmak olmak üzere bütün mekanizmalar üzerine düşünmek ve etkinleştirmek, 
  • Sosyal medya paylaşımları üzerinden yürütülen sürecin de duyurulması ayrıca önemli ve bu konu özelinde söylem geliştirilmek, 
  • Göksel Kalaycı'dan başlayarak ve sürekli güncellenerek bir bilançonun oluşturulması, bu bilançonun kapsamı en ufak sözel şiddeti dahi kapsayacak şekilde geniş ve gündemde tutulması için çalışılması, öncelikle İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği web sayfalarında görünür olması
  • Medyanın gündemine girmenin yollarını aranması, 
  • Merkezi bir yerde basın açıklamasının yapılması, Sembolik katılımla bile yapılmasının anlamlı olacağı,
  • Aynı zamanda sağlık kuruluşlarında lokal, pratik işler organize edilmesi,
  • Sağlıkta dönüşüm kapsamında giderek artan ticarileşmenin yarattığı işleyiş problemlerinin de şiddetin artması ve yaygınlaşmasına katkı yaptığı vurgusu yapılması, 
  • Bakanlığı açıklama yapmaya zorlayan resmi yazışmaları, iletişim çabalarını ihmal etmemek ve görünür kılmak ve bu konuyu TTB'ye iletmek gerektiği  katılımcılar tarafından vurgulandı.

 

 

 

 


Bu HABERİ Paylaş!