İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!


  • Hekim Sözü Mart-Nisan 2021
  • 412

PDF formatında okumak için tıklayınız.

Ülkemizde modern tıp eğitimi 14 Mart 1827’de başlamış, 14 Mart 1919’da tıbbiyeliler bu vesileyle emperyalist işgale karşı etkinlik düzenlemişlerdi. O tarihten bu yana 14 Mart günü önce “Tıp Bayramı”, 1976’dan sonra da tabip odalarının öncülüğünde “Tıp Bayramı ve Sağlık Haftası” olarak kutlanır.
COVID-19 pandemisi nedeniyle ilk kez bu sene 14 Mart etkinlikleri ağırlıklı olarak sanal ortama taşındı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ziyareti ve Taksim Anıt Töreni dışında sizlerle elektronik ortamda bir arada olmaya çalıştık.
Özellikle 14 Mart 2021 günü düzenlediğimiz Ödül Töreni ve sonrasındaki Moğollar Konseri ilgiyle, beğeniyle karşılandı. Ama biz gene de meslektaşlarımızla yüz yüze görüşmeyi, karşılıklı konuşmayı, türkülerimizi hep bir ağızdan söylemeyi tercih ediyoruz.
Gelecek 14 Mart’ta gene yan yana olabilmek umuduyla!
***
SARS-CoV-2 2019 sonunda Vuhan’da ortaya çıkıp bütün dünyaya yayılmaya başladığında İstanbul Tabip Odası olarak biz de gelişmeleri izliyor, yetkilileri ve toplumu uyarma görevimizi yerine getirmeye çalışıyorduk.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) ile birlikte 27 Şubat 2020 günü düzenlediğimiz basın toplantısının başlığını bu nedenle “Koronavirüsü Beklerken/Aklın ve Bilimin Işığında Gerekli Tedbirleri Alarak” koymuştuk.
11 Mart 2020’de Türkiye’de ilk vaka açıklandı, 18 Mart 2020’de Çankaya Köşkü’nde Koronavirüs Zirvesi toplandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan zirvede yaptığı konuşmada şunları ifade etmişti:
“Türkiye, en başından itibaren bu hastalıkla ilgili gelişmeleri yakından izlemiş, tedbirlerini de süratle alarak hayata geçirmiştir. … Özellikle, son 17 yılda ülkemizin temel hizmet alanlarında ve altyapısında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm sayesinde hamdolsun Türkiye, bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır.”
“Ülkemizi sağ salim bu süreçten çıkardığımızda önümüzde eskisinden çok daha büyük fırsatların bizi beklediğini şimdiden görebiliyoruz. Tabii burada bir taraftan sabır bir diğer taraftan dua ile biz bu süreci başaracağımıza inanıyorum.”
Aradan geçen bir yılda Türkiye salgının faturasını en ağır ödeyen ülkeler arasında olmaya devam ediyor. Eksik, yanlış, tutarsız salgın politikasının bedelini başta hekimler, sağlık çalışanları olmak üzere insanlarımız ödüyor.
Bir kez daha sesleniyoruz:
Sabırla ve duayla değil akılla ve bilimle!
***
İktidardaki on sekiz yıllık ömrünü tamamlamış olan AKP saldırılarını her geçen gün daha da arttırıyor.
İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilmesi, 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşüne katılan kadınlara yönelik şiddet ve gözaltılar, meslektaşımız, insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi, ülkenin üçüncü büyük partisi HDP’ye kapatma davası açılması, İnsan Hakları Derneği Eş Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın evi basılarak gözaltına alınması, tutuklu arkadaşlarıyla dayanışmaya gelen Boğaziçi öğrencilerine işkenceyle gözaltı ve daha birçoğu.
Bu baskıların topluma korku salmak, muhalefeti yıldırmak, sindirmek, susturmak, itaate zorlamak için yapıldığını biliyoruz. (Aynı zamanda, dünyanın bütün coğrafyalarında siyasal İslamcı rejimlerin sonunun geldiğini de biliyoruz.)
Susmuyoruz, yılmıyoruz, itaat etmiyoruz!
İstanbul Sözleşmesi bizim.
İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!


Bu İÇERİĞİ Paylaş!